Hadep kemalizme hizmet etti

Türkiye'de yapılan 2015 milletvekili seçimi çok ilginç bir sonuç ortaya çıkardı. Bu seçimde, halkın %13,12 si, Hadep'e oy verdi. Türkiye de ilk defa Kürt kimliği üzerinden siyaset yapan bir parti üçüncü sıraya yerleşti. AK Parti bu durumda tek başına iktidar olamadı ve Hadep'le koalisyon yapmaya mecburdu.

Hadep ile koalisyon yapmak için yorumlar yapılırken birden bire Hadep'in başında bulunan eş genel Başkan Selahattin Demirtaş enteresan ve hiç olmaması gereken bir beyanat verdi."Biz Recep Tayyip Erdoğan'ı Reisicumhur yaptırmayacağız ve koalisyon da kurmayacağız "diyerek ayağına gelen fırsatı adeta çöpe attı. Milyonlarca vatandaşın siyaset yapmak için Hadep'e verdiği oylar değersiz kaldı.

Bu çıkış en çok kemalistlerin işine yaradı. Çünkü; AK Parti Genel Başkanı, Sayın Recep Erdoğan ister istemez bir başka partiyle koalisyon yapacaktı, bu da MHP idi ve onu MHP'nin kucağına itti.

Böyle bir seçimin sonucunda MHP Hükümete ortak olmanın çok ötesinde idi. Eğer AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Erdoğan, Hadep'i bir kenara bırakıp MHP ile koalisyon yapsaydı parti büyük bir darbe yiyecek ve gelecek seçimlerde çok sıkıntılı bir duruma düşecekti.

Çünkü böyle bir sorgulama belki her kesimden gelebilirdi. Madem siyaset yapıyorsun, Hadep te siyasi bir parti olduğuna göre neden onunla koalisyon yapmadın, gibi sorularla karşı karşıya kalacaktı. İşin bir ilginç yönü de, Hadep seçmeni Hadep'i sorgulamadı, neden böyle bir fırsatı kaçırdın Diye sorular sorulmadı. Halbuki AK Parti ile Hadep yan yana gelseydi Kürtlerle ilgili hayli mesafe alınabilirdi. Malum olduğu üzere hükümete ortak olmak çok büyük bir avantajdır ve adeta yarım bir iktidar gibidir. Eğer siyaset yapıyorsanız siyasetin gereklerini yerine getirmekle yükümlüsünüzdür ve halka hizmet yapmak için bir fırsat yakalamış olursunuz. Şayet iktidar ortaklığından kaçıyorsanız siyaset yapmanın gereği de yoktur ve son derece önemsizdir.

Hatta AK Parti iktidar iken Anayasanın gereği olarak iki bakanlık Hadep'e verildi. Ancak bu iki bakan durup dururken istifa etti. Buyurun cenaze namazına.

Barış sürecinde de AK Parti büyük bir risk ve aldı mahkemeyi sınıra götürdü. Altı genç kandilden gelip on binlerce insana hitap etti. Ya sonrası… Bir çok şehirlerde hendekler kazıldı. Bu hendeklerde çarpışmalar oldu ve birçok insan hayatını kaybetti. PKK'nın bazı yetkilileri, açıkça batılılar bunu istemediler diyerek itirafta bulundular. Şu rezalete bir bakar mısınız...

1990'lı yılların başında Kürtçe ile ilgili yasak vardı. Hatta Bakanlık yapan rahmetli Şerafettin Elçi, Ben Kürdüm dediği için kendisine 4 yıl iki ay ceza verilmişti. O yasaklı dönemde acizane Radyo Medya'yı bazı arkadaşlarla birlikte kurmuştum. Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Zazaca yayınlar yapmıştık. Yine o tarihlerde şehit edilen İzettin Yıldırım başta olmak üzere bir çok arkadaşlarla birlikte, Kürtçe yayınlanan Nubihar Dergisinin çıkarılmasında emek harcamış ve yayınlanmasına vesile olmuştuk. Bu dergi bazı sıkıntılara rağmen yayın hayatına devam ediyor.