YZ öcü mü melek mi..

Yapay zekâya (YZ) yönelik değerlendirmeler öylesine taban tabana zıt ki orta noktada buluşmaları çok zor gözüküyor.

Sosyal medyada olduğu gibi sınırsız bir özgürlük alanı isteyenler kadar buna şiddetle karşı çıkanlar da var.

Örneğin yapay zekânın sınırları nerede başlıyor, nerede bitiyor Benzer tartışma bir ara sosyal medya için de yapılmıştı ama bu defa çok daha katı söylemler ve üst perdeden tepkiler söz konusu.

İnsan klonlanması, karbon salınımı ve biyolojik silahlara getirilen sınırlamaların yapay zekâ için de getirilmesi isteniyor!

Kim istiyor

İçlerinde Nobel ödüllü bilim insanlarından sanatçılara, iş insanlarından "Denetimsiz YZ insanlığın sonu olur" diyen dünyanın önde gelen akil insanları ve kurumlar var.

Bu yöndeki yasal düzenlemeler Avrupa Birliği'nde 2026'da yürürlüğe giriyor. Dünyadaki ve özellikle AB'deki benzer yasal düzenlemeler ülkemizde de hızla yürürlüğe konulmalıdır.

Ve bütün bunlar korkuyla beslenen değil, akılla, bilimle, vicdanla, yasalarla güvence altına alınan ve bilinçli kullanım üzerine inşa edilen doğru bilgilendirme ile gerçekleşmelidir.

Okullar, medya, sosyal medya ve belediyeler gibi halkla iç içe olan kamusal kurumlar da bu doğru bilgilendirmenin lokomotifi olmalı!..

YZ insan beyninin yerine geçer mi

İnsanlığın sonu olur diyen de çok, yaşam standardını yükseltir diyen de çok. İnsanları en iyi insanlar tanıdığı için yapay zekanın kolaya ve hazıra zaafı olan bizleri esir alacağını düşünenler, iş işten geçmeden önlem alınmasından yanalar. Yoksa biz makinaların değil onlar bizim efendimiz olur diyorlar.

İddialı bir söylem olacak ama sosyal medya ile birlikte inanılmaz boyutlara gelen dijital bağımlılığı görünce kolayca hayır da diyemiyoruz.

Yapay zekâ ya da makineler insanlar olmadan kendi kendilerini yönetir, geliştirir ve karar alma noktasına gelir mi

Çoktan geldiğini ve bu sürecin daha da ileri boyutlara taşınacağını iddia edenler var. Yazma ve konuşmada olduğu gibi düşünme ve araştırmada da bir körelme olur mu En çok merak edilen konulardan birisi bu

Kimse hayır diyemiyor.

Yapılan yüz milyarlarca dolarlık yatırımlara bakılırsa makineler çok yakında aklımızı da okur hale gelirse hiç şaşırmamak gerekir.

Her birimiz hakkında ve özellikle de insanların yaşam ve düşünme alışkanlıkları konusunda öylesine çok veri toplanıyor ki onların uygulamaya dökülmesi fazla zaman almaz.

Biz yoruluyoruz onlar yorulmuyor, biz unutuyoruz onlar unutmuyor, biz uyuyoruz onlar uyumuyor, bizim okuma, düşünme, analiz ve onları üretime dönüştürme kapasitemiz sınırlı onlarınki sınırsız, biz empati yapıyoruz, vicdanımız var, duygusalız bu yüzden farklı kararlar verebiliyoruz onlar için bunun hiç önemi yok!