Eğitimin genelinde çok büyük sorunlarımız var. Devlet okullarında aradığını bulamayıp özele kaçanlar da bin pişman. Hem de maddi ve manevi fedakarlıkların en büyüğünü yapmalarına rağmen!
Olanağı olan, burs bulan yurt dışına gidiyor.
Peki ya gidemeyenler
Onlara ya yeni alternatifler yaratacağız ya da eğitimi rayına oturtacağız.
Özellikle de devlet okullarını…
Eskiden her ilde, ilçede hatta her mahallede, her kademedeki öğrencinin gideceği her türden okul vardı. Çok başarılılar fen ve Anadolu liselerine gider, akademik kariyer değil de hayata erken atılmayı düşünenler de meslek liselerine yönelirdi.
Kafası karışık olan ya da evine yakın okul isteyenler de mahalle okullarına ya da klasik liselere yönelirdi.
İstisnasız tüm o okullar ve hatta birleşik sınıflarda eğitim yapan köy okulları öylesine iyiydi ki mezunlarından pek çoğu çalıştıkları sektörlerde en üst makamlara kadar yükselebiliyordu.
Peki ya şimdi
Yakın çevresinde çocuğunu gönül rahatlığı ile gönderecek devlet okulu bulan kendisini şanslı hissediyor, özel okul ücretlerinin ise yanına yaklaşmak mümkün değil.
Eskiden çalışan anne babalar çocuklarını rahatlıkla koleje gönderebiliyorlardı.
Bazı aileler de var ki yemeyip, içmeyip, giymeyip, tatile bile gitmeyip tüm birikimlerini ve kazandıklarını çocuklarının geleceği için harcıyorlar.
Peki yaptıkları onca fedakarlığa değiyor mu
Anaokulundan itibaren kolejlere harcadıkları para yetmezmiş gibi üniversiteye hazırlanırken bir de özel öğretmene, dershaneye ekstra para harcamak zorunda kalıyorlar.
Çok daha kabul edilmez ve incitici olanı ise 90, 100 ortalama ile mezun ettikleri kendi öğrencilerini LGS'de düşük puan aldıklarında liseye kaydetmeyip kapının önüne bırakıyorlar. Buna rağmen mezun ettiklerinin pek çoğu da ya açıkta kalıyor ya da çok da istemedikleri üniversitelerde ve fakültelerde öğrenimlerine devam etmek zorunda kalıyor.
Bu sınav saçmalığından, herkese dayatılmasından, yanlışlığından artık vazgeçmeliyiz. Eğitim sistemimize, çocuklarımıza, velilere, ülkemize yaşattığı travmalara şimdi değilse ne zaman dur diyeceğiz
YÖK'ün önceki gün açıkladığı 2030 Doğru Yükseköğretim Strateji Belgesi'nde belki bu yönde bazı iyileştirmeler söz konusu olur diye umutlandık ama nafile. YÖK de tıpkı MEB gibi böyle gelmiş, böyle gider mantığı ile yeni öğretim yılına merhaba dedi. Yani eğitimde akademik ve pedagojik anlamda değişen neredeyse hiçbir şey yok!..
Peki her çocuğumuzun başarılı olacağı bir alan varken bu vurdumduymazlık niye Kime ne yararı var Kazananları ve kaybedenleri kim
Ne olur bu konuyu bugün bir kez daha tüm ayrıntıları ile düşünelim.
Düşünelim ki en azından kendi çocuklarımızı olası risklerden koruyalım.