İlk ve orta dereceli öğretim kurumlarından sonra üniversitelerin de açıklamasını heyecanla bekledik. Yeni öğretim yılında eğitimden ve öğrenciden beklentilerimiz konusunda belki bir şeyler değişir dedik. Umudumuz da o yöndeydi. Şu ana kadar görünen o ki değişen hiçbir şey yok!
Böyle gelmiş böyle gidiyor.
Peki istediğimiz bu mu
Gelinen noktadan memnun muyuz
Çocuklarımızın yarış atı gibi yetiştirmeye daha ne kadar devam edeceğiz Üniversitelerde ikinci yerleştirme sonunda bile hâlâ 50 binden fazla kontenjan boş! Ortaokul ve liselerin bazılarında sınıf mevcutları 50'yi bulurken, bazıları üç, beş öğrenciyle öğretime başladı! Barınma ve burs konusunda ciddi sıkıntılar var.
Eğitim kademeleri içerisinde en önemli olan okul öncesi yine zorunlu hale getirilmedi. Bu önemli görev adeta Diyanet'e ve belediyelere havale edildi.
Ücretli öğretmen uygulamasından vazgeçilmedi, resen atamalarda büyük sıkıntılar yaşanıyor, son yılların en az ataması yapılmasına rağmen hâlâ ek atama yapılmadı! Bilişim Çağı'nda bilişim dersleri adeta rafa kaldırıldı. Sosyal bilimler başta olmak üzere sanat, spor, kültürel etkinlikler ve beceri odaklı atölye çalışmaları yine hiç kimsenin aklına gelmedi.
Unutmadığımız ve asla vazgeçemediğiniz tek şey sınavlar.
Yine her şey onlara göre planladı. Öğrenciler günde 300, 500 test çözmeye odaklandı, testle tost arasında sıkışıp kaldılar!..
Hani artık hepimiz bu sisteme isyan ediyorduk..
Eğitim şart da nasıl bir eğitim
Eğitim, çağlar boyunca, sorun değil, çözüm üreten altın bir anahtar olmuştur. Dünya genelindeki beklentiler de hâlâ o yönde.
Bizde ise maalesef tam tersi bir durum söz konusu.
Eğitim seviyesi yükseldikçe sorun çeşitliliği ve mutsuzluk katsayısı daha da artıyor. Mutsuzlar sıralamasının en tepesinde üniversite mezunlarının yer alması bu yüzdendir! Oysa bilgi güçtür, refahtır, farkındalık yaratmaktır ve en önemlisi de üretmektir! Peki bu bizde de var mı Ters giden ne
Eğitim ve bilim, kişinin ya da ülkenin ufkunun açmıyorsa, mum örneğinde olduğu gibi kendi dibine ışık vermiyorsa, kalkınmaya, refaha, demokrasiye, insan haklarına, doğaya katkı sağlamıyorsa bu konuda bir sorun var demektir.
Görünen o ki, eğitimin hemen her alanında kafa karışıklığı yaşıyoruz! Bu yüzden "ne için eğitim, kim için eğitim" sorusuna samimiyetle cevap aramalıyız.
Eğitim, bir sınavdan diğerine koşup diploma koleksiyoneri olmak için mi var yoksa hayatımızı güzelleştirmek, çevremize ışık saçmak, ülkemizin kalkınmasına ve refahına katkıda bulunmak için mi var
Doğru sorular sorup, doğru cevaplar almadığınız sürece "ne için, kim için eğitim alıyoruz" sorusunun cevabını asla bulamayız
Her yıl milyonlarca çocuğumuza yaldızlı karneler, şaşalı diplomalar dağıtıyoruz. Yeni öğretim yılı açılışların büyük hedefler koyuyoruz ama nedense bu hayallerimizin ne kadar gerçekleştiğini hiç araştırmıyoruz!