Dijital sınırlar

Yapay zekâ ile birlikte dijital sınırlar tekrar tartışılmaya başlandı.

Bilim, insanlık yararına kullanıldığı sürece sorun yok.

Peki ya Hiroşima örneğinde olduğu gibi atom bombasına dönüşürse..

Onu da geçtik masum amaçlı teknolojik gelişmeler çok daha fazlasını kazanma hırsı ile insani ve mesleki değerleri erozyona uğratırsa ne olacak

Giderek artan dijital bağımlılık, dijital detoks ya da dijital perhizlerle kontrol edilebilir noktaya geri çekilebilir mi

Yapay zekâyı araç olmaktan çıkartıp amaç haline getirdiğinizde, yardımcı roller yerine başrole yükselttiğinizde işin rengi değişiyor.

Bilim ve teknoloji harikası ürünlere performans, verimlilik, kalite ve getiri açısından bakıldığında insanlardan çok daha üstün oldukları gözümüzü kamaştırmamalı ama sanki hızla o noktaya doğru gidiyoruz!

Dünyaya artık mühendisler, fizikçiler, matematikçiler ve onların hayallerini paraya dönüştüren yatırımcılar yön veriyor.

Binlerce yıllık birikime sahip olan geleneksel mesleklerin pek çoğu öldü ya da şekil değiştirdi.

Bilim ve teknoloji sayesinde her şey çok daha iyi noktalara geldi diyenler çok ama bir o kadar da eskiye özlem duyanlar var.

Örneğin doktora ya da hastaneye gidip de mutlu dönen var mı

Fiziki muayene kalmadı gibi. Derdinizi anlatıyorsunuz, bir yığın tahlil ve görüntüleme reçeteleri yazıyorlar, gelen bulgulara göre bir tedavi yöntemi öneriyorlar. Kendi alanları dışında olup bitenle ne onlar ilgileniyor ne de diğerleri izin veriyor.

İhtisaslaşma, laboratuvar ve teknolojik destek elbette çok önemli ama moral, motivasyon ve deneyim de bir o kadar önemli. Makinalar, örneğin kolumuza taktığımız saat benzeri aparatlar ya da yakın zamanda her birimize takılacağı söylenen bilgisayar çipleri yakında tüm tahlillerimizi anında yapar ve reçete de yazarsa hiç şaşırtıcı olmaz…

Tıpta doktorları gölgede bırakan bu teknolojik gelişmeler görünen o ki yakında eğitimde de yaşanacak. Daha şimdiden 1 milyon öğretmene ne gerek var ki 200 bin öğretmen fazlasıyla yeter de artar diyenler var. Yargıyı hızlandırmak için de benzer söylemler söz konusu. Sakın ha bu mümkün değil demeyin günümüzde artık her şey mümkün ve şaşırtıcı olmanın çok ötesinde!..

Eğitim ve öğretim iki ayaklı bir süreç. Öğretimi yani öğrenmeyi dijital ortamlarda da gerçekleştirebilirsiniz. Pandemi döneminde ilk denemeleri de yapıldı.

Peki ya eğitim

Yani sosyalleşme, paylaşma, bir arada yaşama ve üretme kültürü, sevme, sevilme, arkadaşlık, dostluk, saygı, hürmet, tolerans, etik değerler, duygusal heyecanlar ve en önemlisi de insanı diğer canlılardan farklı kılan ve keşfedilmeyi bekleyen bireysel yetenekler, hayaller ve ancak bir araya gelindiğinde ortaya çıkan etkileşimler Bir öğretmenin şefkatini, vicdanını, gözlemini, tek bir öğrencisini bile feda etmeme idealistliğini hangi robot, hangi makina, hangi yazılım, hangi algoritma bunu size sağlayabilir..