Antakya'nın sessiz çığlığı (2)

Hatay'ın merkez ilçesi Antakya gelmiş geçmiş en büyük deprem felaketini yaşayan kentlerimizden biri. Binlerce yıllık tarihi boyunca yedikez yerle bir olmuş ama ne bulundukları coğrafyadan vazgeçiyorlar ne çok daha sağlam binalar yapıyorlar!

Son depremde tarihi kentte ayakta kalan bina yok gibi, on binlerce yurttaşımız öldü ve sanki yine hiç ders almadık. Yıllardır depremle yatıp, depremle kalkıyoruz, sabah akşam deprem yorumları dinliyoruz. Ama görünen o ki bugüne kadar ne anlatıcılar depremi tam olarak anlatabildi ne de dinleyecekler konuya vakıf olabildi.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Malatya ve Antakya'da anlatılan çerçevesinde şöyle bir tablo ile karşılaştım ve şöyle bir varsayıma vardım:

Depremi bir boks maçı olarak göz önünüze getirin. Hiçbir kural yok. Deprem ağır sıklet şampiyonu, bizdeki binalar ise tüy sıklet. Şampiyon önüne geleni yani fay hattı üzerindekileri ezip geçiyor. Kıyıda, köşede kalanlara da kükrüyor ama yumruk mesafesi dışında kaldıkları için çok fazla etkilenmiyorlar.

Peki aynı şampiyon, yani deprem Japonya'da neden aynı yıkıcı etkiyi yaratmıyor Onlar şampiyonun gücünü biliyor ve önce onun yol güzergahına çıkıp onunla yüz yüze gelmek istemiyor, en önemlisi de karşısına kendisi gibi ağır sıklet şampiyonlar çıkartıyor. Onunla yetinmeyip onu en güçlü şekilde donatıyor. Başına kask, gövdesine çelik yelek, ellerine eldiven, ayaklarına zırhlı ama bir o kadar hareket kabiliyeti yüksek ve esnek ayakkabılar giydiriyor. Şampiyon ne kadar güçlü olsa da yaptığı her hamle ya boşa gidiyor ya da etkisiz kalıyor. Yani bu noktada şampiyonun gücü o kadar önemli olan ayrıntı rakibinin ne kadar donanımlı olduğu!

İşte tam da bu nokta Antakya'da çok önemli bir ayrıntı ile karşılaştım. Aynı bölgedeki depremde depremin şiddeti kadar yumruğun gücü yani ivmesinin de çok önemli olduğu uzun uzun anlatıldı. Boks ya da futbol maçı izleyenlerimiz bilir her şut gol, her yumruk da düşürücü olmaz. Öyle şutlar ve öyle vuruşlar vardır en güçlü boksörleri de, en iyi kalecileri etkisiz hale getirir. Yani devirince yumruğu alan bina yerle bir olurken, ivmesi daha az aynı yumruğu yiyen binalar ayakta kalabiliyormuş.

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Hep tartıştığımız bir konu var, "Binalar usulüne göre yapılsaydı, yıkılmazdı" deniliyor. Oysa son deprem yönetmeliğine göre yapılan binalar da yerle bir olmuş ve daha da garibi yeni yapılan binalarda aynı katsayılar uygulanıyormuş. Kentin tüm ileri gelenleriyle görüşmeler yaptıktan sonra geldiğim noktayı nasıl anlatırım derken, Hatay Milletvekili Mehmet Güzelsamur'un bu konuda TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesininher şeyi çok net ortaya koyduğunu gördüm. Gelin önce ona bir göz atalım;

Güzelmansur, Hatay'ın yeniden inşası sürecinde kullanılan ve AFAD tarafından belirlenen deprem ivmesinin, deprem öncesi ivmesiyle aynı olmasını Meclis gündemine taşıdı. Olası depremlerde aynı yıkıcı sonuçlarla karşılaşmamak için deprem ivmesinin güncellenmesini isteyen Güzelmansur, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi.