Spor, bedensel ya da zihinsel farklılıkları olan bireylerin hayata daha güçlü tutunmalarını sağlayan evrensel bir araç. Bu çok bilinen bir söylem ama Paris 2024 Paralimpik Oyunları sonrasında gördük ki sadece fiziksel gelişim değil, sosyal ve psikolojik olarak da bireyi güçlendiren spor, engelliler için yaşamı kolaylaştıran ve onları toplumla kaynaştıran en değerli desteklerden biri halini alabiliyor.

Sporun gücü, bireyleri dört duvar arasında yaşamaktan kurtararak, özgürce kendilerini ifade etmelerine olanak tanıyor. İşte bu yüzden, "En son engelliyi evden çıkarana dek çalışacağız" diyerek çıktığımız bu yolda, sporun her engelliyi hayata kazandırma amacı bizlere ilham veriyor. Paris 2024 Paralimpik Oyunları, dünya çapında milyonlarca engelli birey için büyük bir ilham kaynağı oldu. Bu oyunlar, engelli sporcuların sadece fiziksel sınırlarını değil, aynı zamanda toplumun ön yargılarını aşmalarını sağladı. Öznur Cüre ve Aysel Önder gibi dünya rekorları kıran sporcularımız, hem azimleri hem de başarılarıyla genç nesillere örnek oldular. Mahmut'un tekmeleri sonrası binlerce genç ben de yapabilirim diyerek cesaretlendi. Umut Ünlü'nün iki altın madalyalı hikayesi milyonlarca genci yüzmeye teşvik etti ve bunların arasında sadece engeller yok. Golbol Kadın Milli Takımımızın başarıları binlerce görme engelli gencimizin bir yol çizmesine neden oldu.

YAPAMAM DIYENLERE UMUT IŞIĞI OLDU

Paris'te yazılan bu başarı öyküleri, "yapamam" diyenlere umut ışığı oldu; sınırları zorlamanın, azimle çalışmanın ve toplumun aktif bir parçası olmanın mümkün olduğunu gösterdi. Spor, engelli bireyler için yalnızca fiziksel bir faaliyet değil, aynı zamanda sosyalleşme, kendini tanıma ve topluma katkı sunma yolunda bir araçtır. Spor aracılığıyla kazanılan özgüven ve disiplin, onların yaşam kalitelerini yükselterek toplumsal hayata katılmalarını kolaylaştırıyor. Paris 2024'teki başarılarımız, engelli bireylerin, hayallerini gerçekleştirmek için önlerinde hiçbir engelin olmadığını hatırlatan bir mesaj taşıdı. Engelli bireyler spor yoluyla kendi potansiyellerini keşfetmeye, bu başarıları toplumla paylaşmaya başladıkça, toplumun engellilere bakışı da olumlu yönde değişmektedir. Sadece İstanbul'da, Büyükşehir Belediyesi spor tesislerine Paralimpik Oyunları öncesi günde 15-20 engelli birey seans başvurusu yaparken, oyunlar sonrasında bu sayı 60'a ulaştı. Bu bile Paris sonrası gelinen noktayı özetlemektedir.