Sürekli gerilim ve çatışma stratejisi

Bu ülkeye huzur yasak mı kardeşim Bayram bile kavgaya dönüşüyor.

Tamam anladık.

Solcusunuz, sınıfçısınız, Marks'ın ütopyasında yetiştiniz ve doğası gereği çatışmacısınız. Anladık, işçileri herkesten çok önemsiyorsunuz. Ama kardeşim, sürekli çatışma, sürekli gerilim ve sürekli inatlaşma üzerine kurulu bir ideolojiyle ne zamana kadar gerileceğiz

1 Mayıs, sahiden bir işçi bayramıysa ve sahiden emeğin değeri, önemi, dayanışması, siyasi, sosyal, sınıfsal haklarının savunulması, öne çekilmesi, gündem hâline getirilip sınıfsal gücün gösterilmesi ise, bunu her yerde ve her zeminde yapmak mümkün değil mi

İlle de Taksim.

Neden Taksim

Efendim biz orası ile özdeşleştik.

İyi de kardeşim orada insanlar birbirini kurşunladı. Hayatını kayıp edenler, çoluk çocuğu ile yaşamak varken gereksiz, hatta nedeni belirsiz öfkeler yüzünden ömrünü tüketti.

Hangi güzel, can alıcı, insanın içini aydınlatan hatıradan söz ediyorsunuz

Ama Anayasa Mahkemesi şikâyetimizi kabul etti.

Güzel.

İdare size topluca değil ama temsili olarak Taksim'e çıkma hakkı veriyor. Size, "bayram yapmayın, bizi eleştirmeyin, hatta bize ağzınıza geleni söylemeyin" demiyor ki.

İşte buyurun burada tüm öfkenizi, tüm iyi ve güzel sözlerinizi varsa bütün kötü niyetinizi, yoksa bütün iyi niyetinizi şu meydanda ortaya koyun diyor.

Demiyor mu

Taksim'i de veriyor.

Oraya "çelenk koyabilir, açıklama yapabilir, eleştirilerinizi söyleyebilirsiniz" diyor.

Olmaz!

Ne olacak

Biz eskisi gibi bütün kalabalıklar gidip orada miting yapacağız. Anayasal haklarımızı kullanacağız.

Gösterilen yerde toplanırsan ne olur

Mesajların mı topluma ulaşmaz.

İktidar mı sesinizi duymaz

Bayramı mı kutlayamazsınız

Sahi bütün bu olaylara neden olacak ne olur Şöyle ağız tadıyla, anlamına uygun coşkusuyla kutlayacakken, bayramı tadından uzaklaştıracak ne olur veya neye engel olmuş olur

Böyle bir ülkede huzur olur mu

Olmaz.

CHP bile bu inadı paylaşıyor. Asıl onlara şaşıyoruz.

Hayır, iktidar büsbütün bayramı yasaklasa, "sokağa çıkamazsınız, kutlayamazsınız" dese, amenna, diyeceğiz ve sizi haklı bulacağız. Ama durum öyle değil.

İşte tam bu noktada, CHP'nin, aşırı sol ile sosyal demokratlık arasındaki yumuşak alanı iyi ayarlaması gerekmiyor mu Seçimler daha yeni bitti. Kendisine sağdan soldan pek çok kesimden oy verenler oldu. Millet onlara kavga yapın, aşırı solun hırçınlığını, keskinliğini, üzerinize alın ve toplumu gerin diye oy vermedi.

CHP'liler, demokrat çizgiyi, ancak merkeze (ortaya) yaklaşarak koruyabilirler. Aksi halde krediyi verenler almasını da bilir.

Geldiğimiz noktada görünen o ki, CHP'liler "ortanın solu" çizgisinden daha ileriye doğru yol almaktadırlar. Gerilim hattı, insanları ve toplumu rahatsız ediyor.