Filistin ölürse insanlık ölür Spordaki Fetö'cüler

Öğrencisinden akademisyenine, sporcusundan taraftarına kadar, dünyanın dört bir yanında İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırıma lanet yağıyor. İnsanlıktan nasiplenmiş, vicdan sahibi olanlar bu protestoların içerisinde yer alarak mazlumların sesi olmaya çalışıyor. Ne demek; yedi ayda, çoğunluğu kadın ve çocuk 35 binin üzerinde mazlum insanın şehit edilmesi, Siyonistlerin bu katliama seyirci kalınmasına devam edilmesi Şili'de yaşayan Filistinliler tarafından kurulan Club Deportivo Palestino futbol takımı taraftarları, oynayacakları maç öncesi Filistin bayrakları taşıyarak, İsrail'in Gazze saldırıları protesto gösterilerinde "Soykırımı durdurun" ve "Filistin'de bir daha asla soykırımcı Siyonist devlet olmasın" yazılı pankart taşırdıklarını, Anadolu Ajansında "Kolombiya'da futbol öncesi Filistin'e destek gösterisi düzenlendi" başlıklı haberden öğreniyoruz

İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırımı lanetleme içerikli haberde yer alan bir başka ayrıntı, Güney Amerika Futbol Konfederasyonun (CONMEBOL) kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle, dev Filistin bayrağının tribünlerde açılmasına izin verilmemesi. Siyonistlerin Gazze'de gerçekleştirdiği soykırımın Kolombiya'daki protestosu, tıpkı diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi protesto edilmesi, insani ve vicdanı açıdan olması gereken bir eylem olmasına rağmen, Filistin bayrağının tribünlerde açılmasına Güney Amerika'da Futbol Konfederasyonunca izin verilmemesi, spor yönetiminde kimlerin kural koyucu ve uygulayıcı olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne sermektedir

Haber içeriğine baktığımızda Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro'nun X sosyal medya hesabından "Filistin ölürse insanlık ölür' şeklinde haklı protestosuna rağmen, maçta tribünlere İsrail'e protesto, lanet mesajı içeriği taşıyacak o bayrağın astırılmasına izin verilmiyor. Bu da, her defasında önemine dikkat çektiğimiz, sadece Kolombiya'da değil dünyanın dört bir yanındaki gerçekleştirilen, günümüz sporunda kural koyucu ve yönlendirici olanların akıl hocalarının hak olmayan batıl, Siyonist ve Haçlı zihniyet olduğunu bir kez daha görmüş olduk. İçinde yer aldığımız hayat kesitinde tüm bu yaşananlardan gerekli dersleri çıkarıp, hayatımıza bir çeki düzen vermiyorsak, Gazze'de insanlar bombalanarak ölürken, bizler ise mazlum ve mağdurların sesini duyuramayacak kadar sesleri kısık, yaşayan ölüler oluyoruz, aslında

Fenerbahçe eski başkanı Aziz Yıldırım, kulübe yeniden başkan olduğunu açıkladı. Yirmi yıl süreyle sarı-lacivertli kulübe hizmet eden 72 yaşındaki Yıldırım, kazanması halinde yaş itibariyle 3 sene için göreve geleceğini açıkladı. Bir başkan adayının görev süresini sınırlayarak neden başkanlığa gelmek isteyebilir, hiç düşündük mü Başkan adayı Aziz Yıldırım'ın Fenerbahçe'nin şampiyonluk özelimi olduğu değinirken, bir de iddiası var; Türkiye'deki Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) yok olmaması. Sayın Yıldırım apaçık diyor ki; "Sporda FETÖ operasyonu yapılmadı, duyuyoruz. Hakemler de yapmadılar, yönetimler de yapmadılar, gözlemciler de, temsilciler de yapmadılar Yanlış hatırlamıyorsam benim 55 basın mensubuyla ilgili suç duyurum var. İşlem de yapmıyorlar. Göreve geldiğimde bütün FETÖ'cüleri afişe edeceğim. Her yere sızmışlar hatta daha da güçlüler." İnsan düşünmüyor değil. Hukukta, mevki ve makam sahibi olmayan kişinin beyanı geçerli olmuyor mu ki, Aziz Yıldırım Fenerbahçe'ye bir kez daha başkan olup, kulübün başarısının yanında FETÖ'cüleri afişe edeceğini söylüyor İçinde yaşadığımız çağda sporun ideolojiksiyasal, ulusal ve uluslararası düzeyde nasıl 'yem' edildiğini anlamak güç değil. İşte bugünkü yazımızda buna iki örnek. Günümüz de bu çark öylesine bir hal aldı ki, ister yönetim ister katılımcıyarışmacı, sporun adının geçtiği birçok ortamda bu 'terör' mevcut. Böyle olmasının nedeni ise kurallarının-sınırlarının Siyonist-haçlı anlayış tarafından belirlemesi, bilerek veya bilmeyerek sporu yönetenlerin-piyonlarının buna alet olmaları