Sis'tem

İSRAİL-FİLİSTİN sorunu çözüm beklese de kimse al atamadı, attırılmadı. Sivil masum insanlar yıllardır bombalarla yaşamaya çalışıyor. Ölüyor...
Bugün de aynı. Yakında eski kurallar değişecek. Yenileri gelecek. Belli bu.
Bu nedenle 7 Ekim HAMAS saldırısını, İsrail'in cevabını, katliamlarını, dünyadaki tepkileri, "PKK'nın sonu geldi" açıklamalarını, ABD'nin yeni bir ORTA DOĞU inşa etme planını birlikte değerlendirmeye çabalıyorum. Zaten bir BÜTÜN olarak bakılmalıydı. Hatta IRAK'a girdikleri 1990'ların başından bu yana...
PKK-HAMAS-İSRAİL-IRAK-TÜRKİYE ve ORTA DOĞU'ya aynı çerçeveden uzanmakta fayda vardı.
Açalım...
İsrail REFAH'a bile yani çocuk ve kadınlara saldırıyor.
Tek bir HAMAS üyesi kalmayana kadar da devam edecek bu. Aslında arkadaki gizli anlaşmanın ilk maddesi böyle...
Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Gazze'de İsrail saldırısında ölen sivillerin sayısının, öldürülen HAMASLI'lardan daha fazla olduğunu söyledi.
Amerikalı CBS News'e röportaj veren Blinken "Başbakan Netanyahu, İsrail'in, İsrail Silahlı Kuvvetleri'nin 14 bin HAMASLI (onlar terörist diyor) ve 16 bin sivili öldürdüğünü değerlendirdiğini söyledi. ABD, İsrail'in HAMAS üyelerinden daha fazla sivilin öldürüldüğü yönündeki değerlendirmesini paylaşıyor mu" sorusuna Blinken, kararlı bir şekilde "Evet, paylaşıyoruz" yanıtını verdi.
Blinken, İsrail'in uluslararası hukukun dışına çıktığını da belirtiyordu. Bu satır arasında kalacak bir açıklama değildi.
Dünyada giderek büyüyen İSRAİL karşıtı protestolarla yan yana getirilmeliydi. ABD hem HAMAS ve taşıdığı "SİYASAL İSLAM" kartı silinsin hem de İsrail'e verdikleri rolün formatlanmasını istiyordu. ABD aynı zaman diliminde PKK terörün de bölgeden kazınmasını yeni bir SİSTEM ile yürünmesini arzuluyordu. ABD zaten IRAK'a Saddam için değil, Türkiye için giriyordu! Kürtler'i ayırıp ANKARA üzerinden bir algoritma üretme niyetindeydi.
Bu nedenle IRAK'ta SOY-MEZHEP üzerinde ayrışmayı hayata geçiriyorlardı. Fakat bizim derdimiz de büyüktü!
OSMANLI'yı dağıtan İNGİLİZLER birden fazla hamle ile geliyorlar, ülkenin DNA'sıyla oynuyorlardı. Bizler de ne hikmetse üzerinde düşünmüyorduk. Osmanlı çökertilirken, ERMENİLER-YAHUDİLER- RUMLAR tek tek silinip gidiyordu azalıp etkisizleşiyordu. Yahudiler BANKER, Rumlar TÜCCAR, Ermeniler ZANAATKAR Türkler de asker ve çiftçiydi.
DİĞER ÜÇ VAGON boşaltıldı.
Ayağa kalkmamız uzun zaman alsın diye. Dönemin yöneticileri de eksik olmasınlar olan bitenden bi haber olduğu için KURGU tıkır tıkır işledi.
Büyük DEVLETLERDE, İMPARATORLUKLARDA SOY-SOP-MEZHEP bu kadar öne çıkmazdı, çıkmamalıydı.
Ülkeyi birleştiren başka unsurlar olurdu. Güvenlikten zenginliğe kadar... Biz büyük devlettik haberimiz yoktu. Bence asıl sorun buydu. Korkularımız umutlarımızın önüne geçiyor bu da bölgesel ve küresel kurguları sahneye koymamıza engel oluyordu. İçerideki görevli sayısı da hiç az değildi!
Kafamızı kaldırıp bakıldığında bile Kazakistan'dan Bosna'ya, Somali'den KATAR'a kadar her yerdeydik. Bu güç sıradan bir GÜÇ değildi. KÜRESEL KURGU peşinde koşanların
da böyle bir OYUNCUYA ihtiyaç duydukları SIR değildi.
Gelelim KÜRT KARTINA...
ABD'nin IRAK'a girme nedeni buydu. Rakipleri olan AB ile ÇİN'i burada budamak, yok etmek istiyordu.
Çin'in yanında İNGİLTERE'yi düşünmek şarttı.
ASIL KAVGA asıl mücadele buydu. Bize düşen KAZANANI görmek ve kendi taleplerimizle yürümekti.
İçeride uzun zamandır açık net konuşulmasa da FEDERASYON VE ÖZERKLİK İSTENMİŞTİR.
İsimlere olaylara girmek gibi niyetim yok. Hükümet de geçtiğimiz yıllarda DEVLET AKLI ortaya koymuş ve DEMOKRATİK AÇILIMLA kapıya dayanmıştı. Bu adım bölge insanını Ankara'ya çekerken SİYASİ taleplerin gizlendiği listeyi tasfiye etmiştir! Çünkü Türk DEVLETİ karşısında daima DEMOKRATİK