Halk eğlencesini istiyor!

Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir Eurovision ülkesidir! Sertab Erener'in önceki akşam Eurovision performansından sonra bu durum net şekilde anlaşıldı. Eurovision Şarkı Yarışması'nın yarı finalinde; 21 yıl önce yarışmada birinci olan Sertab Erener de sahneye çıkınca sosyal medyada bir coşku, bir heyecan, aman Allahım!! Ne kadar seviyormuşuz biz bu işi meğer.

Yarışmayı internetten takip edenler duygulandı, tüyler diken diken oldu falan, tam bir Eurovision nostaljisi. Bence biraz da o günlere özlemdi hissettiğimiz... Yarışmanın milli ve tek sunucusu Bülend Özveren'e özlem... Politik olarak ayrışmadığımız günlere özlem... Eğlencemizi kaybetmediğimiz günlere özlem... Belki daha genç olduğumuz yaşlara özlem... Ne ararsanız var içinde. Sosyal medyada yazılanlara bir baksanız, anlarsınız. 'Şu çağda şu Eurovision aşkı nedendir' diye soranlara şunu söylemek lazım: Filenin Sultanları'nın her müsabakasında, her başarısında nasıl birleşip kenetleniyorsak (üç beş çapsızvizyonsuz hariç) bu şarkı yarışması da öyle bir şey işte. Ortak paydada buluştuğumuz, birlikte eğlenebildiğimiz çok az şeyden biri. O yüzden Eurovision kararı yeniden gözden geçirilmeli. Bir sanatçımızın o sahneye çıkması bile bu kadar coşkuyla karşılandıysa, yarıştığımızı düşünemiyorum bile! Resmen buna ihtiyacımız var; hem yeni kuşak da öğrenir fena mı Oy sisteminde adaletsizlik varmış falanlar bir kenara koyulmalı. Bu bir oyun, bu bir eğlence, bu bir coşku demek. Hani derler ya, varılacak yer değil yolun kendisi güzel diye. Tam öyle. Halk istiyor madem, yapın bi' güzellik yahu.

strong class"read-more-detail"Haberin Devamı

Engin Öztürk'le iki soru iki cevap

Muhabirler oyuncu Engin Öztürk'ü sokakta çevirmiş, iki soru sormuş. Sorulardan biri son günlerin tartışma konusu olduğu için ilgimi çekti açıkçası. Şu meşhur, 'erkekler de ped bulundursun' hikayesi... Muhabir soruyor; "Meslektaşınız Ceyda Düvenci 'Erkek çalışanlar, kadın çalışanların özel günleri için yanlarında hijyenik ped bulundurmalı' dedi. Siz buna katılıyor musunuz" Engin Öztürk cevaplıyor; "Bilmem... Yani kötü bir fikir değil." "Peki bulundurur musunuz" diye ekliyor; o da cevaplıyor: "Gerekirse bulundururum. Neden olmasın Bunun bir tabu olmasına, ayıpmış gibi görülmesine gerek yok ki. Biz hijyenik pedlerin hâlâ gazete kağıdına sarıldığı, siyah poşetlere sokulduğu bir kültürden geliyoruz. Bunun değişmesi için elimden geleni yaparım." Bu olaya, dünyanın en saçma fikri diye bakıyordum ama Engin Öztürk'e 'helal olsun' dedim. Bu durum elbette tabu olmaktan çıksın, ayıp sayılmasın ama erkeğin de 'lazım olur' diye ped bulundurması biraz ütopik değil mi ya Neyse, gündem oldu Düvenci diyelim, geçelim. Muhabir sormaya devam ediyor; "Hollywood'a yıldız gönderemiyoruz, bir tek Haluk Bilginer.." derken; Engin Öztürk hemen soruyor: "Göndermek zorunda mıyız Biz buradaki işimizi iyi yapalım, onlar bizi takip etsin bence!" Valla ikide iki! İki cevabını da çok beğendim, ne aklı başında adammış dedim. Tamam her oyuncunun aklında vardır Hollywood ama şart mı Kaldı ki Can Yaman'ın İtalya'da fenomen olması, İlker Kaleli'nin 'La Pasion Turca' dizisi ile İspanya'da yıldızlaşması az şey mi Hollywood da olur elbet; sınırların kalktığı bir dünyada her şey mümkün, hele de bütün dünya Türk dizilerini izlerken!