Kur'an'da atlarla ilgili ayetlerde üç kavram öne çıkmaktadır: El-Hayl, Ribatu'l Hayl: "İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar (ve el hayl), davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir" (3 Al-i İmran 1
Teknolojinin "yükümlü kılmak", "buyurmak", "kendini zorla kabul ettirmek" şeklinde ortaya çıkan bir özü vardır. Teknolojideki öz, buyurma faaliyetiyle insanı derleyip toplamaktadır. İnsanlar teknoloji tarafından belirlendiklerini, "derlenip toplanmaya" maruz kaldıklarını anlayamamakta ve teknolojik araçların yöneteninin kendileri olduğu zannıyla ya
Oswald Spengler'in Türkçeye İnsan ve Teknik olarak çevrilen (Tercüme: Kâmil Turan, Devlet-Töre Yayınları, 1973) kitabının özetine devam ediyoruz. İkinci Bölüm: İlkel insan yırtıcı bir av kuşu gibi yalnız yaşamaktaydı. Bu safhada daha kabilelerden bahsedilemeyeceği gibi, milletlerin de belirtisi yoktu. Meydana gelen yığın cemaat duygusundan mahrum e
Enfal suresinin 60. ayeti iki konuya vurgu yapmaktadır: 1) Alet-kuvvet, 2) at. Günümüz şartlarında zikri geçen iki konunun teknoloji ve binek hayvanları olduğunu söyleyebilmekteyiz. Bu iki alan, yıllardır içeriğini doldurmaya çalıştığımız "Devletin teknolojisi, halkın ise tekniği olur" fikrimizle uyum içindedir. Elmalılı Hamdi, ayetin tefsirinde "i
Mehmet Akif, Kastamonu Nasrullah Cami-i Şerifi'nde verdiği vaazında (Sebilürreşad Dergisi, 25 Teşrinisan, 1336-15 Rebiülevvel 1339, C: 18, Sayı: 464) Enfal suresi 60. ayetin mealini verir ve şöyle yorumlar: "Biz Müslümanlar bin tarihinden itibaren çalışmayı bıraktık. Tembelliğe, sefahate, ahlâksızlığa döküldük. Avrupalılar ise gözlerini açtılar, al
Çağdaş Müslüman düşünürlerin hemen tamamı İslâm'ı Mezopotamya Uygarlığı havzası içinde değerlendirmektedir. Örneğin Sezai Karakoç, "Orta'nın medeniyeti" olarak Mezopotamya'yı işaret eder: "Evet, çok özet olarak söylüyorum: tıpkı Batı'nın medeniyeti, Doğu'nun medeniyeti gibi, Orta'nın medeniyeti vardır. Bu medeniyetin adı İslâm Medeniyetidir. Ve Me
Marc Bloch'a göre "Klasik Akdeniz toplumlarının bilmedikleri üzengi ve nal, Batı bölgelerinde 9. yüzyıldan önce görülmedi (...) Özengi, Avrupa'ya Avrasya göçebelerinin bir armağanı olmuştur (...) At nalı da Doğu'dan gelmişe benzemektedir. At nalı hem atın koşmasını hem de yüklendiğinde, en kötü yollarda bile ilerlemesini kolaylaştırmaktadır. Özengi
Ivan Illich bisiklete dönülmesi teklifini 1975-76 yıllarında Kültürlerarası Dökümantasyon Merkezi'nde (CIDOC) verdiği trafik konulu seminerlerinde ifade etti: Otomobil ve transport (motorlu ulaşım, motorlu taşıma) çağdaş toplum üzerinde felç edici hükümranlığı, kilitlenmiş bir yapıyı empoze etmektedir. Yazara göre kritik enerji seviyesi aşıldığında
Castrol Global Dur-Kalk Endeksi 2017'ye göre dünya metropol kentlerinde motorlu taşıtların ortalama hızı saatte 30 km. civarındadır. Eğitimli bir at ise saatte 6070 km. hızla koşabilmektedir. Demek ki modernizmin hız teknolojisi kentlerde sütçü beygiri hızına erişemiyor. Yüksek hız sayesinde trafik sınırsız bir şekilde ağırlaşıyor. Araçlar hızlandı
Bahaeddin Ögel'e göre eski Türkler 'yaylak' ve 'kışlak' olmak üzere iki ayrı oturma yerinde iktisadî, içtimaî, nizamî hayatlarını kurmuşlardır. Yaylak ve kışlakta oturma, töre ve gelenekler ile disiplin altına alındığından bu hayat bir anarşi düzeni değildir. Her topluluğunun, nerelerde yazlayıp, nerelerde kışlayacakları kesin törelerle belirlenmiş
© 2016