Abdurrahman Dilipak

Yeni Akit

İlk seçim sonucu Dodurga'dan..

Seçim bayram öncesi oldu. Ben sonrasında yayınlıyorum bu yazıyı. Sonuca dayalı tartışmaların kimseye faydası yok. Süreci sorgulayalım, gerçeklerden yola çıkarak sorumluluklarımızı sorgulayalım derim. Herkes sadece sonucu konuştu, ben bu olaya bakışımız nasıl olması gerek, o babda bu yazıyı yazmaya karar verdim. Ve bir de Dodurga'yı tanıtmak istedim

Harika bir haber: Tanrı öldü!

"Bekleyin inananlar, bahar gelecek bahar". Müjdeli bir haber var: Tanrı öldü. Daha doğrusu Tanrılar öldü. Bu harika bir haber. Allah doğmadı, doğurulmadı o zamanın ve mekânın sahibi, bir olan, kadir-i mutlak Mutlak iktidar sahibi. Hayat veren ve kendisi ezeli ve ebedi olandır. İnsanlar ne çok şeyi İlah ve Rab ilan etmişlerdi. Para, cinsellik, ikti

"Mal sahibi, mülk sahibi hani bunun ilk sahibi!"

Atalarımızın kahramanlıkları ile ya da zenginlikleri ile övünmeyi bırakıp da, önümüze baksak! Tüm dünyada gidişat iyi değil. Ve insanlığı uyandırmak, "alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmeti" olarak bize düşüyor. Biz "Hakk'ın ve halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olacaktık" hani. Hep daha fazlasını istiyoruz

"Allah'ın dini"ne ne oldu

Biz kendimize göre bir din uydurduk. Allah'ın dini; yeri göğü, ölümü ve hayatı açıklar, ama bizim yaşadığımız din karı koca, gelin kaynana arasındaki ihtilafı bile çözmüyor. Yaşadığımız din, biraz atalarımızdan bozula bozula gelen, biraz bugünkü heva ve heveslerimiz, biraz da gelecek hayalleri ile uydurduğumuz bir din. Oysa Allah'ın dini, biz daha

Bayram

Ve bugün bayram.. Bugünlerin insanlığın uyanışına vesile olması duası ile bayramımızı tebrik ediyorum. Bu "Bayram", diğer dünyevi bayramlara benzemez. Oyun ya da eğlence ile kutlanmaz. Mesela başkaları için "ölüm" korkutucu, insanın ağzının tadını kaçıran bir şeydir. Ama kimileri için "asude bir bahar ülkesi"dir. Ya da "Şeb-i arus" yani "Hasretin,

Geleceği yalnız Allah bilir

Ham hayaller kurmayı bırakalım. Geleceğe yön veren akıl ve irade bizim aklımız ve irademiz değil. Biz, iman edelim; iyi, güzel şeyler yapalım; sabredelim ve sabrı tavsiye edelim; aklımızı kullanalım. İşi ehline verelim; istişare ve şûra yapalım, şirkten ve masiyetten uzaklaşalım, kazanan biz olacağız, sonuç ne olursa olsun. Dünya hayatı geçicidir.

Dergah, örgüt, futbol takımı vs..

Bir hırsız bir bağdan bir bostan çalarmış, rüşvet alan biri, bir bostan karşılığı bir bağı satarmış. Bakın bu hırsızlıktan da kötü bir durum. Bu işlerin elbette ahirette de bir hesabı olacak, ama biz bunun hesabını dünyada da görmeye çalışalım ki, bunların bu cür'eti, dünyayı yaşanmaz hale getirmesin. Allah bizim ellerimizle zalimleri bunun için ce

Varoluşsal güvenlik tehdidi!

Kedi aç kalır, yavrusunu yemeye karar verirse, onu fareye benzetirmiş. Bunun felsefesini, bilimini, sanatını yapabilirsiniz. Toplum mühendisliği böyle bir şey. Bağdat'a yani İncil'deki ifadesi ile "bu fahişe şehre" girmek için ikiz kuleleri vurmadılar mı Saddam'ın elinde kimyasal silahlar var demek için Halepçe katliamı yapılmadı mı Peki o kimyasal

Laiklik mi dediniz!

Yine Laiklik tartışması. Bu tartışma bitmeyecek galiba. Şeriat ya da Cumhuriyet de, Hilafet de öyle. Aslında bu kavramları seven de, ona karşı çıkanlar da bilmiyorlar. Bilmediklerini de bilmiyorlar. Ve herkese akıl vermeye kalkıyorlar. Kendileri gibi düşünmeyenleri tehdit ediyorlar. Çevrenizdekilere sorun bakalım, "Cumhur" ne demek!. Çoğu Cumhur "H

Yapay bilinç!

Önce "Bilgisayar" dediler. Güzel ve doğru bir tanım. Bilgiyi sınıflandırıyor, ilişkilendiriyor ve bilgiye erişiminiz sağlanıyor. Bir de "Bilişim" dediler. O da Türkçe bir kelime. Yunus "Bilelim, bilişelim" der. Bilişim Kur'an-ı Kerim'de "Tearüf etmek" şeklinde geçer. Bir bakıma "bilgileşim", irfan'ın, "düşünce tecrübelerin paylaşımı" gibi bir anlam