ABD ve AB'deki üniversite olayları bize ne gösterdi

Filistin topraklarında, Gazze'de, 7 Ekim'den bu yana dünyanın gördüğü en büyük soykırım, katliam ve eşi benzeri olmayan bir vahşet yaşanıyor. Yaklaşık 35 bin Müslüman kardeşimiz şehit edildi, 80 bin Müslüman kardeşimiz yaralandı, 10 bin Müslüman kardeşimizin ise kayıp olduğu belirtiliyor.

Maalesef, her akşam bu vandalizmi, katliamları, soykırımı artık sıradanmışcasına televizyon haberlerinden izler hale geldik. Hatta ilk günlerde televizyonların ilk haber olarak gördüğü bu soykırım, Siyonist İsrail'in emrinde olan ve uşaklığını yapan medyada haber bültenlerinde kendisine yer bile bulamamaya başladı.

Katil, barbar Netenyahu, saldırıları durdurmadığı gibi güvenli bölge ilan ettiği Refah'a da uçaklarla bomba yağdırıyor, kara harekatı yapacağını duyuruyor. İnsanlık vicdanının iflas ettiği bu katliamların nereye kadar süreceği konusunda hiç kimse net bir şey söyleyemiyor. Tam anlamıyla bir ateşkesin ne zaman masaya geleceği de muamma.

Gazze'de yaşanan vahşete, drama, trajediye hükümetler nezdinde ses çıkarılmazken, hatta zımni olarak bir çok ülke tarafından-Başta ABD olmak üzere-Siyonist İsrail'e açık destek verilirken, son günlerde bir çok AB ülkesinde ve ABD'deki üniversitelerde insanlık vicdanımızın yok olmadığını gösteren protestoları da ibretle izlemekteyiz. Özellikle ABD'deki geçtiğimiz haftalarda Columbia Üniversitesinde başlayan protestolar dalga dalga diğer eyaletlerdeki üniversitelere de yayıldı.

ABD polisinin orantısız güç kullanarak dağıtmaya çalıştığı bu gösteriler ve protestolarda gözaltına alınanlar arasında kızı da bulunan Demokrat Partili Kongre Üyesi İlhan Omar, Columbia Üniversitesi'ndeki eylemcilere katıldı. Omar BBC'ye yaptığı açıklamada, geçen hafta Columbia Üniversitesi'nde polise kampüste göstericilerin kurduğu kampı dağıtma yetkisi verilmesinin, hareketi ülke geneline yaydığını söyledi. Omar "Bu, sadece 70 kişiyle başlamış bir hareketti.

Columbia Üniversitesi üzerlerine gitmeye ve ifade özgürlüklerini ihlal etmeye karar verdiği için şimdi ulusal ve uluslararası düzeyde yayıldı" diye konuştu. Bence en acısı nedir biliyor musunuz Anlı şanlı hükümetlerin, dünya bilmem ne örgütlerinin, sağlık, çocuk hakları, insan hakları gibi örgütlerin Gazze'de yaşanan soykırım için ABD'deki ve AB ülkelerindeki üniversite öğrencileri kadar ses çıkarmamasıdır...

Yaşadığımız olaylar şunu göstermiştir: Demokrasiymiş, insan, hayvan, çocuk haklarıymış, savaş suçlarıymış, savaş hukukuymuş... Bunların hepsi koskoca ve kuyruklu bir yalandan ibarettir ve kandırmacadır. Dünyanın gözü önünde bebekler, çocuklar, yaşlılar, kadınlar katlediliyor. Yarın dünya tarihine kara harflerle kazınacak bu drama ve trajediye karşı bütün dünya sessizliğe gömülmüş durumda. Resmen bebekler, çocuklar, yaşlılar, kadınlar katlediliyor...

Cumhurbaşkanımızın tam yerini bulan ifadesiyle Gazze Kasabı Netenyahu'ya ne Birleşmiş Milletler, ne Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu'nda hiç kimse "Yeter artık" diyemiyor...Siyonizmin zehirli ahtapot kolları, dünyanın her köşesini sarıp sarmalamış durumda. Dünya açıkça Siyonistlerin hapishanesi haline gelmiş...