Maskeler değişti kimse göründüğü gibi değil

Yerel seçimlerden sonra bazı eylem ve protestoların olacağı bekleniyordu. Ramazanda Kadir gecesinin hemen ertesinde Cumhurbaşkanımızı Filistin üzerinden Protesto etmek şeytanın bile aklına gelmezdi.

Masum gibi gözüken eylem sonradan gezi eylemini hatırlatan bir şekle dönüşüverdi. Masumların arasında pravokötörler vardı çünkü. Pravakötörler maalesef masumları maşa olarak kullandılar.

Türkiye'nin Filistin konusunda görüşü çok net. Bunu bütün dünya biliyor. Türkiye'nin perde arkasından neler yaptığını Filistinli liderlerden dinleyin. Filistin halkından dinleyin.

İsrail protestosu filan değil yaşananlar. Protesto yapıldı, topluluk dağıldı. Küçük bir grup ise provokasyona soyundu. Tüm sloganlar Türkiye'yi ve iktidarı lanetlemek üzerine. Polis dağıtmak için ne kadar dil döktüyse dinlemediler. Devlet görevlilerine hakaret edildi, güvenlik güçlerine mukavemet gösterildi.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 6 Nisan Cumartesi günü yaşanan olaylarla ilgili olarak yaptığı yazlı açıklamada durumu şu şekilde anlatıyor: "Bugün saat 15.30'da İstanbul Beyoğlu'nda Filistinli kardeşlerimize zulmeden, soykırıma varan katliamlarda bulunan İsrail'le ilgili protesto gösterisi yapılmıştır. Protesto gösterisi bittikten sonra göstericiler dağılmış ancak bir grup tüm uyarılara rağmen dağılmamış; devlet büyüklerine hakaret ederek güvenlik güçlerine mukavemet etmiştir. Olayla ilgili 43 şahıs yakalanmış, 38'i kimlik kontrolü yapılarak serbest bırakılmış, 5 şahsın ise ifadeleri alınarak adli işlem yapılmıştır. Ayrıca olay ile ilgili 2 emniyet görevlisi açığa alınmış ve derhal mülkiye müfettişi görevlendirilmiştir. Konuyla ilgili gelişmeler kamuoyu ile paylaşılacaktır."

Gazeteci Semanur Sönmez bu olaylar yaptığı paylaşımdan bazı cümlelerinde şöyle diyor: "35 yıl önceki aklımla hareket etseydim, bu gençlerin arasında olurdum muhtemelen. Ancak 10'u aşkın Kudüs, 2 de Gazze ziyaretim sonunda öğrendim ki böyle hareketlerin Filistin halkına faydası olmuyor. Filistinli âkil insanlarla konuşun, yapılması gerekenleri onlar anlatacaktır size. Filistin (Gazze) meselesi insanlık meselesidir. Siyasi çıkarlara, çatışmalara aracı kılınamaz. 75 yıllık işgal, saldırı ve soykırıma sessiz kalanların bugün sahalarda Gazze derken samimi olduklarına nasıl inanabiliriz Iskalanmaması gereken, doğru hedefe doğru silahı doğrultmak ve bu sırada namluyu yanlış yöne yönlendirenlere karşı uyanık olmak."

Heyecanlı Müslüman gençlerin ne olduğu belirsiz yapılar içinde devşirilmesi hali hazırda büyük sıkıntı. Marjinal sol örgütlerin hepsi maske değiştirdi.

Polise mukavemet gösteren bu grubu yakından incelerseniz çok farklı yerlerde de varlıklarını görürsünüz. Meselenin Filistin olmadığını hemen anlarsınız.

Çok dikkatli olunması gereken dönemdeyiz. Maskeler değişti. Kimse konuştuğu gibi ve göründüğü gibi değil.

Türkiye Filistin için Gazze için hiç durmadı. Daima çaba gösterdi. Yardımlar hız kesmedi.

Türkiye, bugüne kadar yaklaşık 40 bin ton insani yardım malzemesini Gazze'ye ulaştırdı.

İsrail'in saldırıları altındaki Gazze Şeridi'ne en çok insani yardım ulaştıran ülkelerden biri oldu.

Günlük 10 bin kişilik sıcak yemek dağıtımı yapılıyor

Gazze'de 5, Mısır'da 5, Batı Şeria ve Kudüs'te 2, Ürdün'de 1 Türk Kızılayı personeli hazır bulunuyor

3 bin tonluk 9'uncu insani yardım gemisinin Ramazan Bayramı'ndan hemen sonra yola çıkması planlanıyor.

Seçim bitti yalanlar bitmedi

Seçim bitti, yalan ve iftiralar bitmedi... Sancaktepe Belediye Başkanlığı Katında jakuzi varmış. Yalan tabi, konu yargıya taşınacak. Burada Hükümet'e büyük görev düşüyor. Bu yalanlarla ilgili etkili ve caydırıcı bir düzenlemeyi acilen Meclis'e getirmek zorunda. Çünkü, Türkiye kirleniyor! Toplum bozuluyor! Eğer bu yapılmazsa bundan sonraki seçimlerde de yalan ve iftiralar etkili olacak. Yine seçmen algı oyunları ile yönlendirilecek. Son pişmanlık da fayda getirmeyecek!

İstanbul Mushafı tamamlandı

Kağıdından mürekkebine kadar hattat Hüseyin Kutlu ve 66 kişilik ekibi tarafından hazırlanan "İstanbul Mushafı" tamamlandı.

Asr-ı Saadet'ten bugüne bütün İslam tarihi ve İslam coğrafyasını merkeze alan "İstanbul Mushafı", Kur'an-ı Kerim'in 10 cilt olarak el ile yazılmasını ihtiva ediyor.

İslam medeniyetinin 15 asırlık seyrine "Mushaf Sanatları Tarihi" yönünden bakmayı amaçlayan çalışma, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın teklif ve himayeleri ile gerçekleştirildi.

Esere ilişkin açıklamada bulunan Hüseyin Kutlu, projenin aslında 8 yıllık değil, 15 asırlık bir mesele olduğunun altını çizerek, "Biz 15 asrın birikimini ortaya koymuş oluyoruz. Bu 15 asrın birikimini yeni bir anlayışla, 10 ciltte gösterdik. Bizden önceki üstatların kanatlarıyla uçuyoruz." dedi.

Hüseyin Kutlu sözlerinin devamında " Asr-ı Saadet'ten, Efendimizin döneminden günümüze kadar ve bütün İslam coğrafyasını içine alan bir bakış açısıyla Kur'an-ı Kerim yazımı, tezhiplenmesi, cildi, rahlesi, muhafazası, mürekkebi, kağıt yapımı ile 'Mushaf Sanatları Tarihi' hüviyetini ortaya çıkaran bir eser ortaya koyduk. Baskıyı da burada gerçekleştirdik. Henüz bu baskı tekniği başka bir yerde yok. Bu ofset baskı falan değil. Çok özel bir baskı. Gördüğünüz gibi orijinaliyle tıpkıbasımı arasında çok uzman kişiler farkı anlayabilir. Çünkü aharlı, orijinal el yapımı kağıtlara baskı yapıyoruz. Çalışmaya ayrı bir ruhaniyet katsın diye Mekke'den, Medine'den, Kudüs'ten, Semerkant'tan, Buhara'dan yani İslam diyarının mukaddes bilinen makamlarından dut, gül dalları vesaire getirtildi. Kabukları soyuldu ve dövülerek Mushaf'ın hamuruna karıştırıldı. Bu bir teberrük. Yani bu farklı bitkilerin, ağaç dallarının bir araya gelip Mushaf'a hamur olması gibi, ümmetin de bir araya gelip bir güç oluşturması için fiili bir duadır. Ayrıca zemzem, Eyüp Sultan Hazretleri'nin kuyusundan alınmış su, İbrahim Aleyhisselam'ın doğduğu mağaradan su, Nil nehrinden Peygamber Efendimizin mübarek saçlarını yıkadığı suyun çoğaltılmışından boyalara suların katılmasıyla da bir teberrük yapılmış oldu. Çalışmanın belgeseli yapılacak. "hikaye budur." Dedi.