Yabancı öğrenciler üzerinden ne yapılmak isteniyor

Eğitim turizmi ve hainler

Türkiye'de sayısı artan üniversiteler, beraberinde yeni bir sektörü ve yeni dinamikleri ortaya çıkarmaya başladı. 29 yıl önce 29 olan üniversite sayımız zaman içinde çok nitelikli ve kaliteli bir büyüme gerçekleştirerek bugün 206'ya kadar ulaştı.

Gerek vakıf üniversiteleri, gerekse özel üniversiteler ülkemizde çok önemli bir işlevi yerine getiriyorlar, sayısı milyonları bulan üniversite çağındaki öğrencimize istedikleri alanlarda eğitim hizmeti sunuyorlar.

Bakmayın siz, "Eğitim tamamen parasız olmalı, eğitim özel sektörün eline bırakılmamalı, gençlerimizin geleceği birilerinin aç gözlülüğüne emanet edilmemeli" tezlerine ve teranelerine. Bana göre Vakıf Üniversiteleri ve özel üniversiteler, devlet üniversitelerinde kendilerine yer bulamayan, ama imkanı olan öğrencilere çok önemli fırsat kapıları açmıştır.

Deyim yerindeyse eğitim alanında da yaşanan rekabet, kaliteyi getirmiş, milyonlarca öğrenci farklı niteliklerde ve alanlarda eğitim imkanlarına kavuşmuşlardır. Şöyle bir düşünelim: Bir zamanlar ülkemizde ancak sadece büyükşehirlerde tıp fakülteleri, hukuk fakülteleri veya başka spesifik alanlarda eğitim veren devlet üniversiteleri bulunmaktaydı. Ama özel ve vakıf üniversitelerinin Anadolu'nun her köşesindeki yapılanmalarıyla bu bölümlerde eğitim görmek isteyen öğrenciler, büyükşehirlerde çok daha pahalı olan eğitim şartlarından ulaşım, yemek, yurt- çok daha uygun şartlarda bu bölümlere ulaşabilir hale geldiler.

Altını çizmemiz gereken çok daha önemli bir husus daha var. Bugün ülkemizde 350 bin yabancı öğrenci de farklı üniversitelerde, farklı bölümlerde eğitim görmektedir. Bunun anlamı da şudur: Her yabancı öğrenci, ayda bin dolar harcamış olsa, ülkemiz üniversiteleri aracılığıyla piyasamıza milyonlarca lira girmekte, bu eğitim turizmi ülkemizin en ihtiyaç duyduğu cari açığın giderilmesi için hazinemize ilaç gibi gelmektedir. İşin ekonomik boyutunu bir kenara bırakalım...

Ülkemizde eğitim gören bu 350 bin yabancı öğrenci, Türkçe'yi öğrenmektedir ve mezun olduklarında kendi ülkelerinde bürokrat, siyasetçi, iş adamı olarak ülkemizin fahri temsilcileri olacaklardır, Türkiye adına kulis yapacaklardır, Türkiye adına lobi yapacaklardır. Ancak son zamanlarda bu önemli konuda dikkatimi çeken bazı gelişmeler de yaşanıyor.

İçimizdeki gizli Bizanslılar, bazı hainler ülkemizdeki bu yabancı öğrenci konusunu kaşımak, baltalamak için harekete geçtiler ve alavere dalavereyle bu çocukları kaçırmaya çalışıyorlar. Konuyu mülteciler üzerinden karıştırmaya, sınıflandırmaya çalışıyorlar. Şeytanın avukatlığını yapan bir kesim var içimizde... Ülkemiz aleyhine türlü kumpaslar kurmaya çalışıyorlar. Şöyle bakıyorum, bu arızalı tipler en ateşli milliyetçi gibi davranıyorlar, en ateşli Atatürkçü gibi davranıyorlar, ama asıl niyetleri ise bambaşka, kafalarının arkasında taşıdıkları şapka delik deşik... Bir bardak suda fırtınalar koparırlar, işlerine gelmeyen konularda kulaklarının üzerine yatarlar ama işlerine geldi mi bambaşka kılıklara girerler, fırdöndü olurlar...

Geçtiğimiz haftalarda adı lazım değil bazı belediyelerde Atatürk'e açık ve aleni olarak küfredildi... Ama gardrop devrimcisi bu sahte Atatürkçü ve milliyetçilerden bu rezalet ve skandallarla ilgili tek kelime duymadık. Diğer yandan "Dünya kardeşliği" sloganıyla naralar atan bazı marjinal gruplar, örgütler, yabancı öğrencilerimiz söz konusu olduğunda bambaşka bir kılığa bürünürler, ülkemizin bu çok önemli noktasında kardeşliği-mardeşliği unutup çarpık fikirleriyle zihinlerimizi bulandırmaya kalkışırlar. Acaba unların akıl hocaları kimdir Bu çarpık zihniyete kim yön vermeye çalışmaktadır Acaa bunların hepsi 5'nci kol faaliyeti midir