İşgal kredisi ve Yeni Anayasa!

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Dünya Bankası'nın, Türkiye'ye aktardığı kaynak tutarını, devam eden 17 milyar dolarlık programa 18 milyar dolar daha ilave ederek 35 milyar dolara yükseltme kararı aldığını söyledi.

Şimşek, kaynağın afetlere karşı dirençlilik, enerji, yeşil dönüşüm, iklim değişikliğiyle mücadele, ihracatın desteklenmesi, reel sektör, altyapı, lojistik, sanayi, tarım, eğitim, sağlık ve kapsayıcılık gibi alanlarda değerlendirileceğini söyledi...

Konuyla ilgili haberler bu şekilde sunuluyor ama Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı eski program müdürü Bartu Soral, kredi şartlarını orijinal metinden inceledi ve "Bu krediyle yaratılan istihdamın yüzde 50'sinin mülteci olması şartı var! Tek başına bu şart bile niyeti ortaya koyuyor. Türkiye'yi, küresel elitler tarafından dayatılan yapay et endüstriyel tarım, hibrit gıda, dijital para vb. uygulamalarla hayata geçecek olan yeni dünya düzenine eklemlemeyi hedefliyorlar. Yerli ve milli denilen hükümet en önde giden küreselleşmeci çıktı." dedi...

Yakın tarihte Suriyelilerle ilgili başka bir proje ortaya çıkmıştı.

Manisa Ticaret Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın ile kameralar önünde görüşürken çok önemli bir açıklama yapmış ve şöyle demişti:

-Cumhurbaşkanının himayelerinde bir proje yapılıyormuş: FAO, beş il seçmiş, geldiler buraya. Vali imzalamış, bizim de partner olarak imzalamamız gerekiyormuş. Birleşmiş Milletler'in bir kadın başkanı geldi. Suriyelilerin burada kalıcı olarak Hazine arazilerinin bunlara verilmesi, 30 dönüm, 50 dönüm filan dedi. 3.8 milyon dolar bir hibe verecekmiş. Sonra Yunt Dağı'nda, Recepli, Örselli, Karavelli'de bunlara yer verecekler. "Cumhurbaşkanımız söylemiş olabilir. Ben bunu imzalayamam" dedim.

-Aydın, Bursa ve Balıkesir projeyi imzalamış. Protokolü hazırlayan vatandaş, "buradaki asli unsurlar" diyor.

"Türk ve Suriyeliler eşit şekilde bundan faydalanır" diyor.

-Dedim ki: "Suriyeli asli unsur değil. Asli unsur biziz. Bunlar da burada mülteci, misafir statüsündedir. Belgeyi imzalamıyorum. Bir kavga bir gürültü... Ben size 4 milyon dolar vereyim, alın siz Amerika'ya götürün..."

FAO'nun raporunda ise "2017'de başlayan planın 2019-2020 aşamasında, Türk yetkililerle yakın iş birliği içinde çalışarak, Suriye Arap Cumhuriyeti'ndeki krizden etkilenen 60 binden fazla Suriyeli ve ev sahibi topluluk hanesinin dayanıklılığını artırmaya çalışıyor. Plan Türkiye'nin yüksek nüfusa sahip illerini kapsıyor. Avrupa Birliği'nin Madad Fonu olarak da bilinen Suriye Krizine Yanıt Bölgesel Güven Fonu ve Japonya'nın katkıları ile Türkiye Tarım ve Orman Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Bakanlığı ortaklığına teşekkür ederiz."