Suriyelilerle Afganlarla 19 Mayıs ruhu!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajda, "19 Mayıs ruhu, bu milletin en büyük varlığı, en büyük sermayesidir. Zorluklara karşı durmanın, azimle, inançla, kararlılıkla hep beraber mücadele etmenin anlamı bu ruhta gizlidir." dedi.

Bir milletin ortak bir ruha sahip olabilmesi veya var olan böyle bir ruhu sürdürebilmesi için millet olmanın gereklerini yerine getirmesi gerekir...

Bu gerekleri, Atatürk 1929'da şöyle anlatmıştır:

"Zengin bir hatıra mirasına sahip bulunan, beraber yaşamak konusunda ortak arzu ve istekte samimi olan, sahip bulunan mirasın korunmasına beraber devam etmek hususunda iradeleri ortak olan insanların birleşmesinden meydana gelen topluma millet adı verilir.

Bir millet meydana geldikten sonra, kişilerin devlet hayatında, ekonomik ve fikirsel hayatta ortak çalışması sayesinde meydana gelen millî kültürde şüphesiz her milletin her ferdinin çalışma payı, katkısı, hakkı vardır. Buna göre aynı kültüre sahip olan insanlardan oluşan topluma millet denir, dersek milletin en kısa tanımını yapmış oluruz."

Görüldüğü gibi asıl olan beraber yaşamak arzusudur! Kim kimle beraber yaşayacaktır

Birlikte tarih yapanların beraber yaşama arzusu olabilir.

Peki AKP döneminde Türkiye'ye sokulan milyonlarca Suriyeli, Afgan, Pakistanlı ve Afrikalının 19 Mayıs ruhuna sahip olması mümkün müdür

Ayrıca, "Keşke Yunan galip gelseydi" veya "Keşke İngiliz sömürgesi olsaydık" diyenleri, fikri önder kabul edenlerin 19 Mayıs ruhuna sahip olması mümkün müdür

Türkiye'nin "ensar-muhacir" söylemi kullanılarak işgal ettirilmesiyle, 19 Mayıs ruhunun ne ilgisi vardır

AKP'nin gerçek düşüncesini, Başbakanlık Müsteşarlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı da yapan Ömer Dinçer, 19-21 Mayıs 1995'te Sıvas'ta düzenlenen bir sempozyumda yaptığı konuşmada, ortaya koymuş ve "Türkiye Cumhuriyeti'nin başlangıçta ortaya koyduğu bütün temel ilkelerin laiklik, cumhuriyet ve milliyetçilik gibi birçok temel ilkenin yerini daha çok katılımcı, daha adem-i merkezi, daha Müslüman bir yapıya devretmesi zorunluluğu bulunduğunu ve artık bunun zamanının geldiği düşüncesini taşıyorum" demişti.

Dolayısıyla bu düşüncelere sahip olanların 19 Mayıs ruhundan bahsetmesi,