Halk, artık zehirli zokayı yutmuyor!

Ziraat Bankası eski müdürü Şenol Babuşçu, ekonomi yönetiminin ne yaptığını iki mesajla özetledi.

Babuşçu, "aynen" şöyle dedi:

"Ekonomi yönetimi seçim sonrasına bıraktığı vergi ve zamları yılın ilk altı ayı enflasyonu yüksek çıkmasın diye 1 Temmuz'dan itibaren yapmayı planlıyor ilk 6 ay enflasyonu düşük çıksın.

Düşük çıkarmadaki amaç memur ve emekli Temmuz maaş zamlarının düşük olmasını sağlamak

Ekonomi yönetimi seçim sonrasına bıraktığı vergi ve zamları Nisan ve Mayıs aylarında yüksek oranlı yapmak yerine yıl sonuna kadar her ay düşük or1anlı zam yaparak halkı enflasyonun düşeceğine inandırmayı amaçlamaktadır..."

Şimdi bu tespitler ışığında biz Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ne dediğine bakalım...

Şimşek, "Önümüzdeki haziran ayından itibaren (enflasyonun) hızla düştüğünü göreceğiz. Bu bizim programımızın paralelinde giden bir süreç. Dolayısıyla bir taraftan enflasyonu düşüreceğiz, bir taraftan mali disiplini tesis ediyoruz, bir taraftan dış açığı azaltıyoruz, bir taraftan da yapısal reformlarla Türkiye'nin bünyesini güçlendiriyoruz." dedi.

Şimşek'in açıklaması, Babuşçu'nun tespitleri ile örtüşüyor!

Şimşek, "yerel halk" sözlerinin eleştirilmesi üzerine de "Bir toplantıda 'Küresel yatırımcılar Türkiye'nin programına güveniyor. Şimdi yerel yatırımcıları ikna etme zamanı' dedik. İçeride bu işin nasıl istismar edildiğini gördük. Burada çok şaşırıyoruz. Çünkü finansta kullanılan bir terminoloji bağlamından çıkarılırsa gereksiz tartışmalara yol açıyor." dedi...

Ne oldu "Yerel halk" sözü "yerel yatırımcı"ya dönüştü!

Tabii bu açıklama kimseyi ikna etmedi... İnandırıcı değil...

Tam da bu konuda, veryansın tv'de Ahmet Müfit, "Yerel niçin ikna olmuyor" başlıklı değerli bir yazı yazdı.

Müfit, iki soruya cevap aradı:

-Birinci soru, "yerel" hangi konuda ikna olmuyor

-İkinci soru "yereli" niçin ikna edemiyorlar

Cevapları ise özetle şöyle:

"Şimşek, bu kelimeyi ülke içerisindeki yerleşik yatırımcıları ifade etmek için kullanıldığını ifade etti. Peki niçin ikna olmuyor Benim durduğum yerden yani kurucu değerler açısından bakıldığında, "yerelin" ikna olmamasının en önemli nedeni geçmişte, aynı nedenlerle ve aynı söylemlerle pazarlanan politikaların sonucu olarak yediği kazıklar.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de maymun gözünü açmaya, dışarıdan giren borç parayla dönemsel olarak yaşanan ödünç bolluğun faturasının, son tahlilde ve kaçınılmaz olarak kendi sırtına yüklendiğiniyükleneceğini, sistemin kazananı yerli yabancı para babalarının çıkarıyla kendi çıkarının aynı noktada olmadığını anlamaya başladı.

İnandırıcı bulmamasının birinci ve en önemli nedeni, dışarının parasına, ara malına, ham maddesine, teknolojisine, enerjisine bağımlı hâle getirilmiş bir ekonomide, fiyatların seviyesinin, ABD Doları ve Euro karşısındaki değer kaybı ile olan doğrudan ilişkisinin göz ardı ediliyor olması.