Bunlardan hesap sormazsanız, böyle tepenize çıkarlar!

Danıştay üyesi olarak görev yaptığı dönemde, birkaç defa radarıma takılmıştı..

Danıştay'da kameraların çalışmadığı bir dönemde, 2. Daireye yönelik saldırı ve işlenen cinayet tarihinde, Danıştay Genel Sekreterliği görevinde bulunuyordu.

Cinayet öncesinde kamera niye bozulmuştu

Danıştay'da bir üyeyi öldüren katilin, hem de Danıştay binası önünde kimlerle görüşmesi gizlenmişti

Üstü örtülen gerçekler, bugün dahi çözülemedi.

Ama onlar Adalet Bakanı Cemil Çiçek'i, cami avlusunda, cenaze namazı öncesinde kovalatacak tahrikleri yaptılar.

Hemen ismini verelim ve bugün niye gündememize aldık, onu hatırlatalım..

Babadan oğulakıza, kayınbabadan gelinedamada makamların geçtiği eski Türkiye'nin önemli isimlerinden birisi de, Suna Türkoğlu..

Kayınpederi Süleyman Türkoğlu, Danıştay'da daire, hatta kısa bir süreliğine Danıştay Başkanlığı yapmış bir isim..

Hanımefendi de, paraşütle Danıştay'da çalışmaya başlayanlardan..

Birazcık nefesleneyim, sonra burdan devam edeceğim..

Suna hanım niye bugün gündemimize geldi

Dünkü Cumhuriyet gazetesinde, Suna hanım, "Danıştay emekli üyesi" sıfatı ile bir köşe yazısı kaleme almış.

Hukukçuyuz ya.

Ablamızdan bir bilgi aktarımı kazancımız olur diye, satır satır okudum..

Bu ne kin, bu ne nefret, bu ne düşmanlık..

Hukukçu değil, politikacının dibi.

Ki, hakimlik yaparken de, aynı mantıkla hareket ettiğinden hiç kuşkum yok..

Diyor ki Suna hanım:

"Ülkemizde 14 ve 28 Mayıs 2023'te yapılan genel seçim ve cumhurbaşkanı seçimleri ile 31 Mart 2024'te yapılan yerel seçimler (..) değerlendirme altına alınmaya çalışılırken sanki çok zorunlu, çok gerekli ve çok acilmiş gibi karşımıza 'anayasa değişikliği' tartışmaları çıktı."

1982 anayasası yapıldığı günden bu yana değiştirilmesi tartışılır da, bir hakim emeklisi, bunu bilmez mi

AP'sinden Anavatan'ına..

RP'sinden DYP'sine..

CHP'sine..

Her partinin seçmene vaadidir, "Sıfırdan yeni bir anayasa!"

Bunu herkes bilir..

Yıllardır bilirler, bilirler de.. Şimdi işlerine gelmiyor..

Çünkü, bu solcular, darbeci anayasadan yanadırlar..

Seçim öncesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan defalarca söyledi, "Yeni anayasa yapmaya hazır mısınız" çağrısı yaptı.

Ama o tarihlerde hanımefendi kış uykusundan uyanamamış olmalı..

Haberi olmamış...

Şimdi diyor ki:

"Halkın çok büyük bir kısmının açlık ve yoksulluk sınırlarının altında yaşam mücadelesi vermeye çalıştığı; .."

Siz anladınız kafayı..

Klasik solcu vıdıvıdısı..

Danıştay emekli üyesi ama..

Maaşı garibanların emekli maaşını üçe dörde katlar ama..

Seçkin zümreden olduğunu anlatmadan, dar gelirliler üzerinden, kendisine alan açmaya çalışıyor..

Ve derdini anlatmaya başlıyor, Suna hanım:

"Bu milletin anayasasıyla bir derdi yokken, kimlerin derdine derman olmak için anayasa değişikliği isteniyor"

Senin derdin olmayabilir Suna hanım..

Bizim var.

Bizim darbecilerle, darbecilerin yaptığı anayasa ile derdimiz var..

Sen darbecilerle kol kola olabilirsin.

Hukukçu olmana rağmen, darbe anayasasının avukatlığına da soyunabilirsin..

Ama bırak da, biz de göğsümüzü gere gere, "Darbecilerin anayasasına hayır" diyebilelim..

"Halk kabul etmezse, zaten değişmez. Ama halk kabul ederse, size ne oluyor ki, itiraz ediyorsunuz" diye soralım...

"Sizin anayasayı değiştirtmemek için direnciniz nereden kaynaklanıyor" diye sorumuza devam edelim..

Samimiyetle söylemem gerekirse, Suna hanımı bu kadar önemsememin sebebi, dünkü yazısındaki şu kritik cümle:

"Atanmayan öğretmenlerin Ankara Ulus Meydanı'nda 'Cumhuriyetin 100. yılında mülakatsız 68 bin atama' istekleriyle toplandıkları günümüzde anayasanın hangi maddesi bu olumsuzluklara neden oldu da acilen değiştirilmesi gerekiyor"