Kariye'den Boğaziçi'ne, 28 Şubat'tan Deniz Gezmiş'e!

Kariye Camii dün açıldı..

Milli Gazete "Hah hah ha.. Açılışına bir gün kala restorasyona alındı" diye manşet atıp, "Batılılara söz verildi, açılmayacak" imasında bulunuyordu.

Dün Kariye Camii'nde ezanlar okunmaya başlandı. Namaz kılınmaya başlandı..

Saadet Partililerin "şikayetçi değiliz" dedikleri 28 Şubat davasında, yüzbinlerce başörtülü kızın üniversitede eğitim hakkını gasbeden, meslek liselilerin üniversiteye girişte katsayı zulmü ile puanlarını çalan Kemal Gürüz'ün duruşması vardı..

Dünkü duruşmaya Namık Kemal Zeybek geldi, ahlaksızca yalanlar uydurup, "Refah Partisi iktidara gelince birdenbire yer altında yaşayan örgütler ortaya çıktılar" iftirası attı. DYP'den ANAP'a, MHP'den BBP'ye ve ATA'ya girmediği parti bırakmayan bu müfteri adam, Saadet Partililerin şikayetçi olmadığı 28 Şubatçıları aklayıp, "O dönemin şartlarında eğer bir darbe düşüncesi olsaydı yapılırdı. Bunu kimse engelleyemezdi" tehdidinde bulunarak, bugüne de aklı sıra mesaj verdi.

İlginçtir, üniversite çağındaki çocuklarımızın puanlarını çalan, başlarındaki örtü sebebi ile fakültelerden kaydını sildiren Kemal Gürüz Ankara'da yargılanırken..

Boğaziçi Üniversitesi eski rektörlerinden Üstün Ergüder'den de Gürüz lehine şehadet geldi..

Üstün Ergüder, T24'e verdiği röportaj'da, "Biz 90'lı yıllarda, 28 Şubat sürecinde başörtülü çocukları okuttuk. YÖK de bize o zamanlar hoşgörü gösterdi. Mesela ben Kemal Gürüz'e o konuda çok müteşekkirim" ifadeleriyle zalimliğe tüy dikti..

87 yaşındaki bu adama hatırlatsak mı, daha üç yıl önce, Taha Akyol'a şöyle demiştin:

"Size sürpriz olarak gelebilir ama o günkü YÖK yönetiminden bu konuda hiçbir baskıyla karşılaşmadık. Ne yapmak istediğimizi anlamıştı YÖK sanırım. Üniversite içinden de pek bir sıkıntımız olmadı."

YÖK hoşgörü göstermiş.

YÖK'ten baskı gelmemiş..

Hangisi doğru

Veya utanç dolu bu ifadeler, bir kişinin liberal olduğunu ispatlamaya yeter mi

18 yaşındaki bir kızın, alın teri ile kazandığı üniversiteye devam etmesi-etmemesi konusunda "hoşgörü" ha!

Siz efendilersiniz, o kızlar da köye, öyle mi

Hoşgörü gösterdiniz, efendiye kul köle olalım öyle mi

Ne yapmak istediğinizi, YÖK anlamıştı ha..

Dün sanık sandalyesinde yargılanan Kemal Gürüz'e müteşekkirsin ha..

Kemal Gürüz'ün şu sözünü de hatırlatayım o zaman, belki utancından yerin dibine girer de çıkamazsın:

"Türban insan hakkı değildi çünkü rejimi hedefliyordu."

Atlamayalım soralım: "Siz ne yapmak istiyordunuz da, YÖK anlamıştı Ergüder beyefendi"

Geçelim İzmir Karşıyaka Belediyesi'nde bir nikah sırasında yapılmak istenen duaya CHP'li memurun itirazına..

CHP'li bayan başkanın, bayan memuru, "Olmaaaz. Olamaz. Resmi dairede dua edilemez" diye ciyaklıyor.

Hatta mikrofonu almakla da yetinmiyor, "Son volume müzik açın, bastırın duayı" diyor..

Ben de Temel Karamollaoğlu'nu arıyorum..

Yok canım, bizim telefonumuza çıkmaz onlar.

Halk TV'den aranacaklar ki, çıksınlar..

Gözlerim Temel beyi arıyor.

Çıksın ve desin ki: "Ben Kemal Kılıçdaroğlu'na kefilim demiştim. Ben CHP'ye kefil olmuştum. Ama benim kefil olduğu CHP, bu CHP değildi.!"

Hani bazı eleştirileri, "Bel altı nitelemeler hoş değil"' diye itirazla karşılıyorlardı ya.

Bakın ne kadar nazik, ne kadar kibar eleştiride bulunuyorum.

"Temel bey, kefil olduğunuz CHP'nin belediyesindeki nikah salonunda, 'Burada dua edilmez' denilmiş, kendinizi vebal altında hissediyor musunuz"

Biz cevabı bekleyeduralım..

Geçelim bir başka aktüel konuya:

İyi Parti'de siyasete giren, İstanbul Üniversitesi'nde hukuk dersleri vermeye devam eden(!) LGBT sevicisi Bahadır Erdem, CHP'ye giriyormuş..