Tartışma anayasası

Anayasa tartışmaları başladı, başlıyor.

Galiba önümüzdeki aylarda televizyon ekranlarını bu mesele kaplayacak.

Her kafadan ses çıkacak.

Vehimler, önyargılar, eskide kalmış hikayeler.

Konu her ne olursa olsun "birbirimizi suçlamak, yıpratmak, devre dışı bırakmak" için hazır bekliyoruz.

Sen, ben, şu, bu değil, hepimiz...

öyleyiz.

Anayasa ne demek

-Toplumsal sözleşme...

Yani...

Oturulacak, konuşulacak, ortak noktalar bulunacak.

Bunun için bagajları boşaltmak gerekiyor.

"Dün böyle demiştin ama bugün..." türünden "tutarsızlık" ithamlarını karşılıklı devreden çıkarmadıkça sağlıklı bir tartışma zemini oluşmaz, oluşamaz.

Adı üstünde yeni...

Eskiyi sürdüreceksek "yeni" demenin anlamı olmaz.

Türkiye'nin kesinlikle "yeni bir anayasaya ihtiyacı olmadığını" düşünenler bunu baştan ortaya koymalı.

Bilelim...

İstemeyenlerle, sadece engel olmak için çaba sarf edecek olanlarla boşuna vakit kaybetmeyelim.

"Varım" diyenler için de sağlıklı bir zemin oluşturma adına daha "anayasa tartışması" başlamadan "tartışma anayasası" oluşturalım.

İdeolojik barikatların arkasından slogan fırlatmakla kafa göz yarmaktan başka hiçbir sonuç elde edemeyeceğimiz belli...

Çare lazım.

Zor iş, kabul...

Yıllardır çok sert, yıpratıcı, tetikte durmayı zorunlu kılan süreçlerden geçtik.

"Nöbet" konsantrasyonundan çıkabileceğimiz rahatlığa bir türlü kavuşamadık.