Bir vatandaş olarak taleplerim var, kulak verir misiniz

Ülkemiz bir seçim dönemini daha geride bıraktı. Millî irade, sandığa yansıdı. Seçim sonuçlarını, birçok siyasetçi, yorumcu, elbette değerlendirdi ve daha da değerlendirmeye devam edecektir.

Kazananlar sevinecektir. Hayatın tabii akışıdır bu. Kaybedenler üzülecektir. Kendini sorgulayacaktır. Nasıl kazanırım hesabı yapacaktır. Bu da beklenen bir yaklaşım tarzıdır.

Millî iradenin verdiği kararın elbette sonuçları olacaktır. Doğru mu, yanlış mı, bunu da zaman gösterecektir. Vaatlerin tutulup tutulmaması, duygusal yaklaşımlar, inatlar, ısrarlar, gözü kör eden dostluklar, gözü karartan düşmanlıklar, zaman içinde, ne yapmışız, neler yapmalıyız gibi cümlelerle geri dönecektir.

Küskünler, ekonomik değerlendirmeler, emekliler, mülteci konusu, bir kısım ülkelerin perde gerisindeki etkileri, hatta, bazı ülkelerin bizim ülkemiz üzerinden hesaplaşmalarını, zaman içinde göreceğiz.

Sade bir vatandaş olarak, seçilenlerden, yönetenlerden, siyasetçilerden ve liderlerden taleplerim var. Kazanandan, kaybedenden, umudu olandan, yeni yola çıkacak olanlardan, bu ülkeyi ve milleti seviyorum diyenlerden, vatandaş olarak taleplerim var. Lütfen, bana kulak verir misiniz

Lütfen ülkeme, başkanlık sistemini tam getirir misiniz Bizim başkanlık sistemindeki örneğimiz ne Amerika'daki sistemdir ne Fransa'daki ne de başka ülkelerdeki sistemdir. Bizim mazimizde 15 asırlık bir başkanlık modeli vardır. Liyakatli bakanlardan oluşan bakanlar kurulu ve meşveret sistemi. Ben vatandaş olarak, liyakatli bakanlar istiyorum. Yani, genç, bilgili, vatanını seven, çalışkan, dürüst, hukuka saygılı, cesur, halkın içinde olan, halka kulak veren, halka yön veren, bakanlar istiyorum.

Lütfen, aklıselim ile davranarak, insanı, hayat hakkını önceleyen kanunlar yapılsın istiyorum. Aileyi koruyan kanunlar yapılsın istiyorum. Çocuklarımızı, gençlerimizi, iş yerlerimizi koruyan kanunlar yapılsın istiyorum.

Burasını örneklemem de fayda vardır. İşçilere şirin görünmek adına, iş yerlerini batıran kanunların yeniden dizayn edilmesini istiyorum. Liberal sistemde, çalışma hakkı kadar, çalıştırma hürriyetimin de olmasını istiyorum. Bunun için, ihbar ve kıdem tazminatlarının kaldırılmasını, işsizlik ödeneği ile sosyal devletin devreye girerek, işverenleri rahatlatmasını ve iş yerlerinin sürekliliğinin sağlanmasını istiyorum.

Mesela, aile içi huzursuzluklarda, evden uzaklaştırma hükmünün kaldırılmasını, edinilmiş mal ortaklığı yerine, mal ayrılığı sisteminin getirilmesini, ailenin nafakasını temin görevinin açıkça kocaya ve babaya yüklenmesinin kanunen düzenlemesini istiyorum.

Yargıda işleyişte ve usulde sadelik istiyorum. Bütün sürelerin, hangi yargı, mahkeme, olursa olsun aynı olmasını, mesela, 30 gün olmasını istiyorum. Davaları uzatan istinaf sisteminin kaldırılmasını istiyorum. Yerel mahkeme ve temyiz mercii olarak Yargıtay'ın olmasını istiyorum. Yargıtay'ın da karar verebilme yetkisine sahip olmasını istiyorum.

Yüksek yargıdaki bölünmüşlüğün ve zıtlaşmanın kaldırılmasını istiyorum. Tek bir yüksek yargı olmasını, bunun da Yargıtay olmasını ve Danıştay ile Anayasa Mahkemesinin hâlen görevi içinde olan konuların da Yargıtay çatısı altında düzenlenmesini istiyorum.

Deprem gerçeğinin sürekli ifadesinin, imar kanunu ve kamulaştırma kanunu ile birlikte değerlendirilerek, gerçeklere uygun bir şekilde yeniden düzenlenmesini istiyorum. Bina dönüşümü yerine, en azından ada ve mümkünse pafta bazında düzenleme yapılmasını istiyorum. Bakanlığın alacağı bu dönüşüm kararlarının ise hızlı olarak icrası için, hayat hakkını önceleyen ancak yürütmeyi durdurma kararını kaldıran ve tahliyeleri kolaylaştıran bir şekilde uygulama kolaylığı getirilmesini istiyorum.

Yapılacak master planlara göre, insan, kadın ve çocuk ile sosyal ihtiyaçları da karşılayan, az katlı binaların yapılmasını, müteahhit rantı yerine, devletin, yapım sözleşmeleri ile, müteahhitlere işi müteahhitlerin taşeronluğuna havale etmesini istiyorum. Her paftada yer alan maliklerin ise, bir yıllık sıkıntıya katlanmalarını istiyorum. Deprem olduğunda, çadırlarda yaşamak yerine, can kaybını ve mal kaybı yerine, deprem gelmeden, bir yıl, konteynerlerde gerekirse yaşamaya razı olup tahliye konusunda, problem çıkarmamasını istiyorum.