Özel demokrasi yolunda yürüyecek mi

Demokrasilerde siyasipartiler ana aktördür. Partiler olmaksızın demokrasi işleyemez. Siyasisistemde hem iktidar hem de muhalefet partileri önemli roller üstlenir. Bu, temel demokratik fonksiyonların yerine getirilmesi açısından hayatidir.

Türkiye'de demokrasimizin genel problemleri arasında iktidar ve muhalefet partilerinin yanlış tutumları da yer almakta. Her iki kesim de zaman zaman demokrasiyle kolay kolay örtüşmeyen fikirleri ve tavırları benimsemekte.

İktidar partisi açısından bakınca mesela yerlilik ve millîlik meselesinin abartıldığı ve siyasette tek veya başlıca ölçü hâline getirilmek istendiği görülmekte. Yerlilik ve millîliğin anlamlı olduğu yerler yanında anlamsız olduğu yerler de var. Silah sanayiinde yerlilik ve millîlikten bahsetmek fikirlerde yerlilik ve millîlikten bahsetmeye nispetle çok daha değerli. Silahta dışa bağımlı olmak ülkenin bağımsızlığını, millî çıkar peşinde kendi dış politikasını belirlemesini engelleyebilmekte. Buna karşılık, fikirlerde yerlilik ve millîlik aynı derece anlam taşımıyor. Fikirlerin ve görüşlerin yerli veya millî olduğunu tespit etmek çok zor. Birine göre yerli ve millî olan bir diğerine göre öyle olmayabilir. Fikirlerin yerli ve millî olmasından çok doğru veya yanlış olması önemli. Ayrıca, evrensel unsurlar da çoğu zaman yerlilik ve millîlikten önce gelmekte. Örneğin, insan hak ve hürriyetlerine aykırı icraatlar yerli ve millî fikirlere dayanarak savunulamaz.

Ne var ki muhalefette, özellikle CHP'de, problemler daha çok. O kadar ki CHP Türkiye'ye muhalefet etmeyi iktidara muhalefet etmekle karıştırmakta. İktidarın tüm yaptıklarını sebepsiz ve gerekçesiz olarak yanlış bulmakta. İktidarın demokratik meşruiyetini sorgulamakta. Sadece iktidarı değil tüm ülkeyi ilgilendiren konularda dahi dışlayıcı ve suçlayıcı bir tavır takınabilmekte.

Bilhassa Kılıçdaroğlu döneminde CHP'nin hâli buydu. Eski lider ülkeyi aşırı kutuplaştırmada etkili bir aktördü. Seçilmiş cumhurbaşkanının meşruiyetini reddettiğine dair sinyaller vermekteydi. Cumhurbaşkanı ile görüşmemekte ve millî resepsiyonların çoğuna katılmamaktaydı.

CHP'nin yeni genel başkanı Özel, Kılıçdaroğlu'ndan farklı bir yol takip edebileceğine dair işaretler vermekte. İlk işaret seçim gecesi sarf ettiği ton ve muhteva itibarıyla makul ve mutedil sayılabilecek sözleriydi. Daha sonra da aşağı yukarı aynı çizgide konuşmayı sürdürdü. Klasik CHP taktiğini terk ederek "seçimde hile yapıldı","oylar çalındı" iddialarını dile getirmedi, ortamı germedi, tabanını provoke etmedi. En son TBMM'de düzenlenen 23 Nisan Resepsiyonuna katıldı. Erdoğan ile kısa süre konuştu. Sorular üzerine Erdoğan'ın seçilmiş cumhurbaşkanı olduğunun altını çizerek demokratik meşruiyet vurgulaması yaptı. Erdoğan'dan randevu isteyeceğini açıkladı. Erdoğan da Özel ile önümüzdeki hafta görüşeceklerini söyledi.