Kırmızı çizgilerden taviz yok!...

Selam verip masaya yerleşen Melih Bey:

- Dışarı çay taşımak zor oluyor diye mi İhsan sizi burada oturmaya mecbur bırakıyor diye aklımdan geçmiyor değil, ama hava hakikaten serin... Melih Bey'e çay veren İhsan:

- İyi ki bizim buralar serin, baksana Ankara'da havalar iyice ısındı sanki. Bir yandan çayını içerken bir yandan da neler olup bittiğini anlatmaya başlasan iyi olur...

- Sadece Ankara değil ülkemiz, bölgemiz hatta dünyanın tamamı sıcak. Öncelikle şu gizli tanık meselesi ile başlayalım isterseniz. Ankara'da geçtiğimiz yıl yakalanan bir suç örgütü yöneticisi ile ilgili davada gizli tanık olan bir kişinin, dijital kelepçeli olduğu halde evinden sık sık çıkması ve bunlardan birisinde ayağından vurulması sonrası yurt dışına firar etmesi, meselenin ilk perdesi. Polisler tarafından kaçırıldığı söylenen bu kişiyle temasa geçen bir polis yetkilisinin, ülkeye dönmesi ve daha önceki ifadesine bazı eklemelerde bulunmasını istemesi ile yaşanan gelişmeler ise ikinci perde... Selim:

- Mevcut ifadesinde olmayan bazı isimlere yönelik suçlamalarda bulunması isteniyor yani..

- Evet. Aralarında eski ve yeni bazı bakanların da bulunduğu Cumhurbaşkanımıza yakın isimler yanında MHP ile ilgili de birtakım iddialarda bulunması istenmiş. Arayan polis yetkilisi üstlerinin konudan haberi olduğunu, mutlaka ülkeye gelmesi gerektiğini ve kendisini koruyacaklarını da söylüyor. Ancak gizli tanık, kendisiyle yapılan bu görüşmeyi sosyal medya üzerinden açıklayınca ortalık karıştı ve konuyla ilgili isimler gözaltına alınıp soruşturma başlatıldı. İşin özü bu... Mehmet:

- Anlattığın kadarı, 17-25 Aralık'ta yaşananları hatırlatıyor. Polis içinde bir grup kendilerine göre bir operasyon planlıyor gibi, ama bu denklemde herhalde yargıdan da birileri vardır..

- Söylediğin doğru ve konu bütün detaylarıyla soruşturuluyor. Söz konusu davanın sanıklarından da olan dijital kelepçeli gizli tanığın nasıl serbest olabildiği ve yurt dışına kaçabildiği yanında konuyu takip etmesi gerekenlerin neden müdahale etmedikleri gibi soruların cevabı yakında bulunur herhalde. Tabii asıl önemli konu, bir grup rütbeli polisin niçin böyle bir kumpas kurmaya niyetlendikleri ve arkalarında kim ya da kimler olduğu... İhsan:

- Yerel seçimler sonrası bir yumuşama havası oluşturulmaya çalışıldığı ve birilerinin bundan hoşlanmadıkları açık. Sinan Ateş cinayeti ile ilgili asılsız iddialar da sanki bu işlerle bağlantılı ve gizli tanık üzerinden yapılmaya çalışılanla beraber düşünüldüğünde, AK Parti ile MHP'nin arasını bozmaya çalışan birileri, eğer tutarsa 17-25 Aralık benzeri bir operasyon planlıyorlar gibi...

- Böyle de denebilir. Ama hamdolsun Türkiye eski Türkiye değil ve bu tür atraksiyonlara kalkışanlar süratle tespit edilip gerekenler de yapılıyor. İşin başlangıcı ve devamında FETÖ ile bağlantılı bazı isimlerin ve bir kısım medyanın gayretleri de dikkat çekici. Bu da meselenin mahiyetini anlamayı kolaylaştırıyor... Selim:

- Kovuşturma sürdüğüne göre bekleyecek ve kimin derdinin ne olduğunu öğreneceğiz herhalde. Bu arada Cumhurbaşkanımızın 28 Şubat mahkumu bazı kişilerle ilgili af yetkisini kullanmasına ne diyorsun..

Süt dökmüş kediler...

- Bazılarımıza garip gelen tarafları olsa da, bu normal bir durum. Bahsi geçen kişiler, 80'in üzerinde yaşlarda ve çeşitli rahatsızlıkları olduğu Adli Tıp tarafından yürütülen çalışmalarla tespit edilen isimler. Daha önce de bu isimlerden başka bazıları için aynı uygulama yapılmıştı biliyorsunuz... Mustafa:

- Ama içlerinden bazılarının kuyruğu dik tutma çabaları ibretlik. Belli ki Cumhurbaşkanımızın yetkisini kullanıp kendilerini affetmesini içlerine sindirememişler... Melih Bey, gülerek:

- Sürekli hastalık ve kocama hali dolayısıyla affedildikleri düşünülürse, kuyruğunu dik tutma çabası iyi bir tanımlama. Asıl dikkat çekense, Anayasaya aykırı faaliyetleri sebebiyle ağırlaştırılmış müebbet cezasına mahkum olan birisinin, Cumhurbaşkanımızın kullandığı af yetkisini anayasanın bir gereği olarak sunma çabası. Affedilen başka suçlardan hükümlü kişiler de var. 28 Şubatçıların serbest bırakılması bazılarımızın canını sıksa da, bir dönemin astığı astık aktörlerinin süt dökmüş kedi haline gelmeleri önemli... Remzi:

- Artık emekli general değil sıradan bir er statüsünde olmaları da önemli... Araya giren İhsan:

- Kimilerinin Kobani kimilerinin de 6-8 Ekim olayları dediği dava da sonuçlandı. Sizi bilmiyorum, ama 37 kişinin hayatını kaybettiği olaylarla ilgili cezalar bana pek tatmin edici gelmedi, nedense... Melih Bey:

- Davanın İstinaf ve Temyiz aşamaları da olacak, malum. Savcılık talep ettiği cezalar yerine daha az verilmesi ve bazı kişilerin beraatine itiraz edebileceği gibi, hüküm giyenlerin de itirazları olacaktır muhtemelen. Dolayısıyla dava henüz bitmiş değil. Yargılamanın siyasi olduğu ve kararın hukuki olmadığı şeklinde gürültü çıkaranlar da unutulmamalı. Bütün bunlar, kimin ne olduğunu anlamak açısından da bir tür turnusol kağıdı görevi görüyor. Birçok şehrimizde kamu düzenini ihlal etme yanında 37 insanımızın ölümüne ve devasa miktarda maddi zarara sebebiyet veren olaylara sebep olanları savunanlar arasında DEM mensupları yanında CHP'lilerin de olması, dikkat çekici...Mustafa: