Yokuş aşağı

İsrail'in on yıllarca süren çabalarla oluşturduğu 'etrafı Arap teröristlerce kuşatılmış zavallı İsrail' büyüsü, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 2009'da Davos'ta dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e hitaben 'one minute' diyerek başlatıp, 'siz öldürmeyi iyi bilirsiniz...' şeklinde sürdürdüğü konuşma ile bozulmaya başladı.

Dünya çapında takip edilen canlı bir oturumdaki o konuşma, İsrail ile ilgili objektif gerçeklerin anlaşılmasına giden yolun ilk taşlardandır. Hemen ardından, İsrail'in Gazze plajlarında yüzen çocukları katledişi geldi. Dünya kamuoyunun bir şekilde şahit olabildiği kanlı görüntüler, soru işaretlerini artırdı. 31 Mayıs 2010'da uluslararası sularda saldırdığı Mavi Marmara'da, canlı bağlantısı kesilemeyen bazı TV kanalları sayesinde dünyanın izlediği vahşet, 'gariban İsrail' algısının tel tel dökülüşünün devamını getirdi.

İsrail'in imaj kaybının Siyonist kesimde büyük bir öfke doğurduğu, malum. Bu gelişmelerdeki katkıları dolayısıyla, siyonistlerin Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a amansız bir husumet duydukları, artık herkesin bilgisi dahilinde.

Uluslararası alanda İsrail'in sahip olduğu benzersiz dokunulmazlık imtiyazı ile ilgili olumsuz gelişmelerin zirvesini 7 Ekim sonrası başlayan ve halen süren insanlık dışı katliamlar teşkil etti. Ana akım Batılı medya İsrail'in amansız şiddetini görmezden gelmeye çalışsa da, sosyal medya platformu üzerinden yayılan Gazze'deki vahşet görüntülerinin dünyaya yayılması ile İsrail imajını tümüyle yerle bir edecek gelişmeler iyice hızlandı...

Kuruluşundan itibaren Filistinlileri katlettiği ve sürdüğü halde, özellikle Batı medyası tarafından oluşturulan 'Orta Doğu'da Arapların Müslümanların kuşattığı ve sürekli olarak zulmettiği İsrail' şeklinde bir algı vardı ve bunu korumak için de ellerinden geleni yapıyorlardı. Ancak İsrail, 7 Ekim'den sonraki vahşi saldırılarıyla çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 40 bine yakın insanı katledince,