Geri mi geliyor

2023 genel seçimleri...

Kıyasıya bir yarış.

Yarışın en hararetli yerinde, ana muhalefetin anasıyım diyen Cumhuriyet Halk Partisi bir zoom toplantısı ile sarsılır.

"Canım ne var sarsılacak, altı üstü bir toplantı değil mi" demeyin.

Zira bu toplantı genel başkandan, genel merkezden habersiz yapılan bir toplantı.

Bu gizli toplantıya katılanlar da; Bülent Tezcan, Engin Altay, Onursal Adıgüzel, Tekin Bingöl, Muharrem Erkek, Gökhan Günaydın, Özgür Özel gibi CHP'nin deve dişi isimler.

Peki, ne mi niyetleri bu isimlerin

Bu isimlerin niyetleri uzun ip bellerde, kazmalar ellerde genel başkanları Kemal Kılıçdaroğlu'nun kuyusunu kazmak.

Rezalet Diz Boyu...

Toplantı sosyal medyaya düşünce farklı başlıklar altında günlerce tartışıldı.

Ne olur, nasıl olur, neden gizli olur, Kılıçdaroğlu bunun altında nasıl kalır... vs. vs. vs...

Çok tartışılan bir başka başlık ise toplantı görüntülerinin kimler tarafından nasıl sızdırıldığıydı.

Kaydı sızdıran kişinin toplantıya "katılımcı" ismiyle katılan ve görüntüsünü açmayan kişi olabileceği söylendi.

Toplantı esnasında İmamoğlu 'katılımcı' isimli kullanıcının kim olduğunu iki kez sorar ancak cevap alamaz.

Toplantı görüntüleri sızdıktan sonra İmamoğlu konuşur;

"Ne olmuş, nasıl olmuş, bu işin arkasında kimler var, bu kişiler parti içinden mi dışından mı Ona da bakacağız. Ama biz partimizle ilgili mevzuları partimizin yetkilileriyle, çekinmeden açık ve seçik kalbimizde ne varsa aile meselesi gibi konuşmaya devam edeceğiz. Oradan sağlıklı karar çıkması için de yapılan her işlemi takip edeceğiz"

Esas Mesele...

Buraya kadar tartışılan konular bizleri farkında olmadan esas tartışılması gereken ana konudan uzaklaştırdı.

Burada esas tartışılması gereken, toplantıda buraların efesi benim edasıyla oturan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun statüsüydü.

Zira toplantıya İmamoğlu başkanlık ediyor, esas başkanlık etmesi gereken Özgür Özel ise karşısında el pençe divan oturuyordu.

Oysa statüye bakıldığında Özel Özgür koskoca CHP'nin grup başkan vekili idi, karşısında süklüm püklüm durduğu İmamoğlu ise o partinin belediye başkanlarından biriydi.

Bu açıdan bir karşılaştırma yapıldığında Özel İmamoğlu'nun kat be kat üstünde bir konumdaydı.

Benzerlik Tesadüf mü

Bu ortam herkes gibi bana da FETÖ dönemini hatırlattı.

Malum FETÖ denilen ihanet şebekesinin gizli örgütsel yapılanması deşifre olduğunda örgüt içi hiyerarşide çok ilginç teşkilatlanmaların olduğu ortaya çıktı.

Buna göre bürokraside kaymakam vali emrinde çalışırken, örgüt içi yapılanmada vali kaymakamın emrinde çalışabiliyordu.

Darbe girişimi sonrası yürütülen soruşturmalarda buna benzer çok sayıda örneğin olduğu ortaya çıktı.

Akıllara durgunluk veren bu ilişkilerde örgütsel faaliyet kapsamında adliyedeki bir mübaşirin emrinde çalıştığı hâkime, emniyetteki bir bekçinin bağlı olduğu il emniyet müdürüne, silahlı kuvvetlerdeki bir uzman çavuşun emrinde çalıştığı generaline emir komuta ettiği ortaya çıktı.