31 Mart seçimlerinden sonra Türkiye'nin ihtiyacı değişmiş. Yeni ihtiyaç, siyasette yumuşama. Cumhurbaşkanı Erdoğan böyle tespit etti.

Demek 31 Mart'tan önce Türkiye'nin siyasette sertleşmeye, kavgaya, kutuplaşmaya ihtiyacı vardı. İktidarın veya AK Parti'nin değil. Yoksa dinsiz, imansız, Allahsız, kitapsız, terörist, ezan ve bayrak düşmanı diyerek muhalefetin üstüne cihat seferleri düzenlenmeyecekti.

İhtiyaç değiştiği için artık CHP, din düşmanlığıyla suçlanmayacak. Osman Kavala, 'Kızıl Soros' olarak sunulmayacak. Gezi mahkumlarının bir darbeye kalkışmadığı kabul edilecek. TİP'li Can Atalay, yine seçilmiş milletvekili ve haksız yatıyor olacak. 28 Şubat paşalarının yeri de cezaevi olmaktan çıkacak.

E Selahattin Demirtaş'ın suçu ne öyleyse! Eski kavga ihtiyacı ortadan kalktığına göre, onunla birlikte Demirtaş'ın teröristliği de kadük olmayacak mı

DEM'li Meral Danış Beştaş, şu çağrısında haksız mı:

"Muhalefete sesleniyorum; mağdur seçmeyin. Aman ha! Ayrımcılık yapmayın. Hukuksuzluk nerede varsa hep birlikte karşısında olalım. Osman Kavala da bizim canımız, Can Atalay da ama Demirtaş ve Yüksekdağ da, Sebahat ve Gülten Abla da. Hiçbirini ayırmayalım."

Türkiye'nin yumuşama ihtiyacını karşılamak ve CHP lideri Özgür Özel'in elini güçlendirmek için şu şu mahkumlar hapisten salınsın, deniyor. Boşa yattıkları söyleniyor. Ve bu, siyasi pazarlığa da açılıyor.

E haliyle sıra Demirtaş'ın bırakılmasına da, tahliye şartlarının müzakeresine de gelecek diye beklenti oluşur.

Yumuşamanın, Demirtaş'ı da kapsamasında bir garabet yok.

Türkiye'nin yeni ihtiyacı, yapay kavgalar ve uydurulmuş suçlarla birlikte ayrımcılığın da artık geride kalmasını gerektirmez mi

Demirtaş için de yumuşama olmadıkça bundan söz edemeyiz oysa.

Hani neydi o gayrimilli, darbeci, terörist ve gâvur muhalefeti tepelemeye giderken atılan slogan: "Her şey Türkiye için".

Öyle miymiş, onun için mi hapse tıkılmışlar peki!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan sonra MHP lideri Bahçeli de Özgür Özel'in elini güçlendirdi mi Şimdilik sır.