Meğer kamu malına el uzatanlarmış hain

Yolsuzlukla mücadele edilmediğini söyleyen, davaya ihanetle suçlanıyordu.

Seçim sandığından yolsuzlukla mücadele de çıkmış olmalı ki artık yolsuzluğa bulaşanlar, ihanetle suçlanıyor.

Siyasette devrim niteliğinde bir reform bu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vakıf Haftası açılışında değişimi şöyle başlattı:

"Hele hele kamu malına el uzatmak, bizim nazarımızda ihanete eş değerdir. Artan serzenişlerin farkındayız; tespit ettiğimiz tüm eksiklerin, hataların, varsa ihanetlerin üzerine inşallah bundan sonra çok daha kararlı bir şekilde gideceğiz."

Şehre ihanet ettiklerini, acımasız imar yolsuzlukları yapıldığını, paranın kıyılarımızı talan ettiğini geçmiş yıllarda yine bizzat Erdoğan'dan duymuştuk.

Demek ki bundan böyle yolsuzlukların üstüne de gidilecek, söylendiğiyle kalmayacak.

Herhalde üstüne gitmek için yolsuzluk ihbarı beklemeyeceklerdir.

İBB el değiştirdikten sonra milyarlarca liralık kamu zararının soruşturulduğu eski dönem dosyalarına el konmuş, İçişleri'nde sümen altı edilmişlerdi. Oradan başlanabilir.

Yanlış yaptıkları, milletin hakkına el uzattıkları imalarıyla zan altında bırakılarak 2017'de istifaya zorlanan AK Partili büyükşehir belediye başkanları vardı. Yargılatılmamış, aklanma fırsatı verilmemiş, kara çalınarak "kenara koyup yola öyle devam" edilmişti.

Yolsuzluk ihaneti varsa cezası bu olmadığına göre, kenara koyup yola devam edilenlere dönüp tekrar bakılabilir.

Mafyadan 10 bin dolar maaş alan siyasetciyi, İçişleri Bakanı Soylu biliyordu. Biz hâlâ bilmiyoruz. Suçla mücadele edilecekse tutan yok, hemen yakalanabilir.

200 milyon liralık kamu arazisini peşkeş çekme vaadiyle 36 milyon lirasına çöküldüğünü iddia eden bir Adıyamanlı girişimci çıkmıştı. O sırada AK Parti Merkez Disiplin Kurulu Başkanı olan Adıyaman milletvekili hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Rüşvet ve organize dolandırıcılık ihbarıydı.

Dolandırıldığını iddia eden Gürsoy'un; tehdit, şantaj ve silahlı yağmadan tutuklanmasıyla sonuçlandı.

Diğer tarafla ilgili nasıl bir işlem yapıldığı, o gün bugündür esrarını koruyor.

Bugün Çalışma Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın'a, arabanın bagajından çıkan para sayma görüntülerinin bir açıklaması var mı, belki şimdi sorulabilir.

Devlette kapıları açmak için AK Parti Genel Merkezi'nde işe girdiğini itiraf eden pudra şekerci bir büro elemanı peydah olmuştu. O cengâverin hangi kapıları açtığına da göz atılabilir.

Kara paradan yargılandığı sırada Sezgin Baran Korkmaz, İçişleri'ne çağrılmış ve on milyonlarca dolar alacağına kalem çektirilerek mal kaçırmasına, kaçmasına göz yumulmuştu. Nedeni araştırılabilir.

Yine, AK Parti eski milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu'nun boşanma sürecinde ortaya saçılanlar hatırlanabilir.

SPK eski Başkanı ağabeyinin de adı geçiyordu.

Rüşvet çarkı kurma, haksız kazanç, görevi kötüye kullanma gibi iddiaları, eski eş Ünsal Ban ifşa etmişti.

Derenin suyu nereden akıyordu Açıklansa orada kapanırdı.

Öbür yol seçildi, haberlere erişim yasağı getirildi. Ban da Muğla'da gözaltına alındı.

Suçlanan yerine suçlayanın soruşturulduğu ve tutuklandığı akçeli davalar, tek tek elden geçirilebilir.