Bundan bir "Beka sorunu" çıkar!

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Kuklayı da kuklacıyı da biliyoruz" dedi. Devlet Bahçeli ise, "bir komplo"dan söz etti ve "hedef MHP, AK Parti, Cumhur İttifakı ve son tahlilde Türkiye'dir" dedi.

"Beka sorunu" ifadesi kullanılmadıysa bile, bundan daha açık bir "Beka sorunu" olur mu

Ak Parti'nin iktidarı 22 yılı, MHP ile birlikte yürüttüğü Cumhur İttifakı ortaklığı, 6 yılın içinde.

Ve 2024 yılı Mayıs ayında bir gün, hem de Ankara'nın göbeğinde, yani Cumhurbaşkanlığı'nın yanı başında, MHP'nin biraz ötesinde, Meclis'in, Bakanlıkların komşuluğunda Bahçeli'nin ifadesine göre 2013 Yılı 17 25 Aralık'ında işlenen Yargı Emniyet darbe girişimine benzer bir olay cereyan ediyor.

FETÖ bunca tasfiyeden sonra yeniden oraya kadar mı geldi Allah aşkına Yoksa bir başka FETÖ mü var

Nasıl oldu bu iş

Bir süre önce Süleyman Soylu İçişleri Bakanı idi. Onun zamanında "Devlet" bir başka işliyordu. Nice yakınmalar vardı. Soylu'nun suç örgütü liderleriyle çıkan fotoğrafları çok tartışılmıştı.

Ali Yerlikaya getirildi İçişleri Bakanlığına 3 Haziran 2023'te o göreve getirildiğine göre demek ki, bir yılını dolduruyor. Ali Yerlikaya, 5 yıldır İstanbul Valiliğini yapmaktaydı. Herhalde liyakati olmasa İstanbul ve hele Süleyman Soylu'dan sonra İçişleri Bakanlığı emanet edilmezdi.

Soylu'nun etkili bir "Bahçeli desteği"ne sahip olduğu bilindiğine göre "Soylu'dan sonra"nın, farklı bir siyasi anlam taşıdığı da anlaşılacaktır.

Yerlikaya Bakanlığa geldikten sonra kadrolarda bir hayli değişiklik yaptı. Bu değişiklikler, kamuoyunun bazı alanlarında "Soylu kadrolarının tasfiyesi" biçiminde okundu. Bu da, Emniyet camiasının muhtevası açısından da siyasi nitelik açısından da hassas bir muhteva taşıdığını ortaya koyar.

Emniyet'imizin de Yargı'mızın da, siyasi, hadi "kamplaşmalar" demeyeyim, daha nazik olsun "aidiyet bölünmeleri" yaşadığı cümlenin malumudur. Bunu en çok "Yargıtay Başkanı seçimleri"nde bütün Türkiye gördü.

Bunların, yani Emniyet ve Yargı gibi "tarafsız ve bağımsız" olmaları, ülke için hayati önem taşıyan alanların operasyonel nitelik taşıyacak boyutta siyasallaşmaları bir sorun ise, üstelik bu sorun çok kritik kalkışmalarla ortaya çıkmışsa, bir ülkeyi 22 yıldır yönetenler, bu meselenin daha sağlıklı hale gelmesi noktasında gerekli tedbirleri almazlar mı

Tedbir almak yerine, bu siyasallaşmayı kullanmayı mı tercih ederler

Ankara'nın göbeğinde iltisakları iktidarı da tedirgin edecek cinayet işleniyor. Hayret, öldürülen Ülkü Ocakları liderinin eşinin çırpınışları olmasa, resmen kan yerde kalacak algısı oluşuyor.

Ankara'nın göbeğinde, bir suç örgütü şefi, İçişleri Bakanı ile silahlı fotoğraf çektiriyor. Bu fotoğraf "15 Temmuz hatırına" olsa gerek bir işlem görmüyor.

Ankara'nın göbeğinde, o suç örgütü şefine, "yurt dışına kaçarken" operasyon yapılıyor. İlginç, o operasyona iştirak eden polisler de şu yaşanan hengamede gözaltına alınıyor.

O suç örgütü şefi ile iltisaklı bir çete mensubu, gizli tanık oluyor ve "siyaseti karmakarışık edecek" acayip açıklamalar yapıyor.

Ardından zirveler, zirveler

Ve malum açıklamalar "Kuklalar, kuklacılar ve Cumhur İttifakı ile birlikte Türkiye tehlikede" anonsları

Yani liderler, kamuoyunu ikna etmek için konuşurlar, değil mi Konuştular, ikna oldu mu kamuoyu Yani "Türkiye tehlikede" sözüne ikna oldu mu Yani Devletin