TÜRK TARİHİ BİZE ANLATILDIĞI GİBİ Mİ

Meşhur bir söz vardır; "Trakya'dan Çin sınırına kadar Türkçe konuşarak yolculuk yapabilirsiniz." Bahsi geçen coğrafya, sanırım ana dili aynı olan en büyük coğrafya olabilir. Bugün bile böylesine bir coğrafyaya yayılmış olan Türk toplulukları, aslında bundan çok daha fazlasında bulunuyordu. Türkler, fethettiği coğrafyalarda yerel halka katliam uygulamaması ve zulmetmemesi neticesinde, kimliklerini koruyabilen halklar tarafından, güçsüz kaldığı dönemlerde büyük zulümlere muhatap oldu.

Bunlardan bazıları;

1821'de Tripoliç, Yunanlılar, Osmanlı Devleti'nden ayrılıp bağımsız olmaya çalışırken, bugün Yunanistan'da bulunan o zamanlar Osmanlı toprağı olan Mora yarım adasında, 32.000 sivilin katledildiğini kendi hatıralarında söyleyen Yunan komutan, "Yerde o kadar çok ceset vardı ki, atım surlardan saraya kadar toprağa basmadan ilerledi" demiştir.

Günümüzde, Drakula veya Kazıklı Voyvoda olarak anılan 3. Vlad Tepeş Eflak'ta 22.000 Türk'ü katlettiğini kendisi söylemiştir. Sivil halkın 5 kilometrelik yol boyunca kazıklara geçirildiğini, Fatih Sultan Mehmet kendi gözleriyle görmüştü.

1877-1878 yılları arasında, 500.000 ila 1.500 000 arasında Türk, Balkanlardan zorla göç ettirilmek zorunda kaldı. 400.000 sivil göç esnasında Ruslar ve Bulgarlar tarafından katledildi.

1821 Navarin Katliamı, yine Mora yarım adasında bulunan Navarin şehrinde kaleyi teslim etmesi karşılığında kimseye zarar vermeyeceği sözünü veren Yunanlılar, kapıların açılması ile birlikte kadın, çocuk, yaşlı bırakmadan tüm şehri katletti.

1912 Balkan katliamları, Balkan Savaşları esnasında ve sonrasında Balkanları Türklerden temizlemek için and içen Balkan devletleri, 632.000 Türk'ü sistematik olarak katletti.

1944 Kırım Tatar Türkleri Sürgünü, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra gözü dönen ve fırsattan istifade eden Stalin Rusyası döneminde 194.000 Tatar Türk'ü zorla Kırım'dan sürgüne gönderildi. Sovyet Rusya' nın rakamlarına göre, 40.000 kişi sürgünler esnasında katledildi.

1686 Budin Katliamı, 1770 Mıstra Katliamı, 1821 Galaç Katliamı, 1811 Kale Katliamı, 1821 Monemvasia Katliamı, 1821 Adrinio Katliamı, 1897 Lashitti Katliamı, 1897 Sarakina Katliamı, 1915 Van Katliamı, 1916 Çoruh Nehri Katliamı, 1919 Menemen Katliamı, 1944 Ahıska Katliamı, 1974 Kıbrıs Katliamı...

Liste uzar gider... Bu sayılar vefat edenlerin sayıları. Bir de bunların katlarca fazlası sürgünle bulundukları topraklardan sürüldü. Tüm bu olayların tarih boyunca coğrafyalardaki demografik etkisini düşünebiliyor musunuz

Okullarda fazla üzerine düşülmeyen meselelerden birisi de yakın tarihe kadar Eski Dünya diye adlandırılan Avrupa ve Asya topraklarındaki Türk nüfusunun, neredeyse diğer milletlerin nüfuslarına oranı... 1700'lü yıllardan bu günlere kadar tüm bu katliam ve sürgünler yaşanmasaydı, Asya'dan Avrupa'ya nüfus çoğunluğu Türklerde olacaktı.