Atatürk Aydınlanması

Aydınlanma denince felsefe bilgesi Macit Gökberk'in tanımı gelir aklıma:

"Aydınlanma ne demek, kim aydınlanacak, aydınlatılmak istenen nedir Aydınlanmak isteyen, insanın kendisi, aydınlatılması istenen şey de insan hayatının anlam ve düzenidir."

Aramızdan 43 yıl önce ayrılan Yaşar Nabi Nayır hep aydınlandı, ara vermeden okura ulaştırdığı Varlık dergisiyle de Atatürk Aydınlanmasını toplumu çağdaş ülkelerin vardığı düzeye yükseltmeye çalıştı.

Varlık dergisi; sözcüklerinin çoğunu kendisinin yarattığı şiirsel üslubuyla daha da etkili kılan Orhan Veli Kanık'ın, günümüze değin nice öykücünün onun yazdıklarının düzeyini tutturamadığı Sait Faik'in, yalın söylemli denemeleriyle Oktay Akbal'ın yaratı yuvasıydı. Gençler, yazıları Varlık'ın sayfalarında yayımlanmaya başlayınca yazarlık adımlarını atmış oluyorlardı.

ÜRETKENLİK

Nayır, benliğine işlenen Atatürk Aydınlanmasıyla, okuma kültürünü genişleten bir yayımcıydı. Cahit Külebi'nin deyimiyle "gökte yıldız kadar" çok olan, en uzak köylerdeki öğretmenlere de ulaştırıyordu Varlık'ı.

Köy Enstitüsünde yetişen Mahmut Makal, Fakir Baykurt, Mehmet Başaran, Emin Özdemir, Dursun Akçam gibi yazarların, Anadolu topraklarında yarattıkları yazınsal gelişimde Varlık'ın izi vardır.

KLASİKLER

1950 yılında iktidar olan Demokrat Parti'nin ilk eylemi, Köy Enstitülerini kapatmak oldu. Oysa köyde kâğıt kalem bile görmeyen öğrenciler, orada Çehov'larla, Gorki'lerle, Tolstoy'larla, Shakespeare'lerle, Balzac'larla karşılaşmışlardı.

Bu açılım, bizim içimizde de öyle yazarların yetişeceği güveni yaratmıştır. Böylece Anadolu kentlerinde de tiyatrolar, kitapçılar yayılmaya başlamıştı. Nayır'ın yönetimindeki Varlık Yayınları, dünya yazınının belli başlı klasiklerini yayımlayarak yönetimin aynı dönemde kapattığı Tercüme Bürosu'ndan kalan boşluğu da dolduruyordu.