100 yıldan sonraki gün!

Cumhuriyet 101 yaşına girdi bugünkü sayısıyla; dün 100. kuruluş yıldönümümüzü kutlarken 101. yaşın ilk gazetesini de hazırladık hep beraber.

7 Mayıs Çarşamba 1924'ten 8 Mayıs Çarşamba 2024'e. Aralıksız, isim, logo ve çizgi değiştirmeksizin hep Atatürk'ün izinde.

Tek değişim, Harf Devrimi, Arapça alfabe ile başlayıp Latin alfabeye geçmişiz Cumhuriyet Devrimlerinin öncüsü olarak. Atatürk istemiş kurulmasını. İsim babası da Atatürk. Hatta bu önemli görevi verdiği silah arkadaşını şöyle tanımlamış:

"Yunus Nadi Bey mükemmel bir gazetecidir. Kalemine o kadar hâkimdir ki gezerken, yerken, içerken, konuşurken, hülasa hayatının her anında yazar. Hem de çok güzel yazar."

Sonrasında Nadir Nadi'lerden, İlhan Selçuk'lara, Ali Sirmen'lere, Alev Coşkun'lara kadar uzanan geniş bir yelpaze.

Peki, 7 Mayıs 1924'teki ilk sayının başyazısında ne demiş kurucumuz Yunus Nadi

"Cumhuriyet sadece Cumhuriyetin, bilimsel ve yaygın ifadesiyle demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını yıkan ve yıkmaya çalışan her kuvvetle mücadele edecektir. Memlekette halkın halk tarafından halk için idaresi bizim idealimizdir. Ve biz yalnız bu idealin esiriyiz. Başka bir kuvvetin değil."

KUNDAKTAKİNE BORÇ!

31 Mart yerel seçimleri sonrası AKP'den CHP'ye geçen belediyelerdeki israf kalemleri gündemde. Konunun jakuzi ile sulandırılmasını bir yana bırakırsak ister büyükşehir olsun ister ilçe, bazı belediye başkanları "Yok artık" dedirtecek işlere imza atmışlar. Vergi, SSK borçlarını geçtim, bakkal borcunu bile ödemeyenler var. Örneğin Tekirdağ Marmara Ereğlisi. CHP'nin genç adayı Onur Bozkurter, yıllardır AKP'de olan belediyeyi ucu ucuna kazandı. Mazbatasını aldı, borçların çıkarılmasını istedi. Eski AKP'li Hikmet Ata'nın ifadesiyle 100 milyon civarı olarak duyurulan borcun aslında 501 milyon olduğu ortaya çıktı. Nüfusu 31 bin, seçmen sayısı 20 bin olan bir ilçe herkese borçlu! Tutarı yeni doğmuş bebekler dahil tüm nüfusa bölündüğünde kişi başı borç 16 bin 144 TL olarak çıkıyor.

Peki ne yapılacak Öncelikle CHP tasarruf genelgesi hazırladı, yayımlayacaklar. Elbette, şu an tir tir titreyen, "Belediye el değiştirdi, başkan değişti işimden olur muyum" diyen emekçiye dokunmadan! Nedense AKP'lilerle, kafası AKP'de kalan bürokratlara tasarruf dediğinizde akıllara önce personel kıyımı geliyor. CHP, emekçinin ekmeğiyle oynayacak parti değil, kuruluş felsefesine uymaz; hesabı da sorulur! O yüzden tasarrufa lüks kullanım kalemlerinden başlayacak Özgür Özel'in CHP'si. Sonuçta partinin başında Devlet Konukevi'nde kalan bir genel başkan var. Bu bağlamda padişah hümayunu türü çalışma odaları iptal edilecek, lüks makam araçları satılacak. Elbette belediye başkanı siyasi bir kimlik, uzun yol (Ankara mesela) kabiliyeti yüksek sağlam, bir araca sahip olunmalıdır ancak sınırlı sayıda! Özellikle AKP'den CHP'ye geçen büyükşehirlerde "Araba Sevdası"