Sınırlar!

Yaşamın sınırları var! O sınırlar düzeni ve bir arada yaşamayı bize öğretiyor. Okul, adalet, kişisel mevkilerin yetkileri ve toplumsal yapı da bunu görüyoruz. Geçen hafta sonu Süper Lig'de oynanan karşılaşmanın sonunda futbol şehri olan Trabzon'a ve Trabzonspor'a hiç yakıştıramadığımız görüntüleri şaşkınlıkla izledim! Öğrencim Abdullah Avcı ile geçmiş yıllarda bir başka kentte yaşadıklarım aklıma geldi! Ancak hayatın sınırları var. Buna doğmak ve ölüm de dahil. Bu gezegende kendi kurallarını koyan insanoğlu böylesine tepkiyle bunu yıkamazdı. Kenardaki, alandaki beyaz çizgilerin etki ve yetkilerini bilmeyenler maça gitmesin diyorum! Oyun sonunda netice ne olursa olsun hiçbir şekilde böyle bir tepkiyle değiştirilemeyeceğini bilenlerin agresif saldırıları hiç iyi örnek olmadı. Değişen skor değildi. Ama futbol şehri ve örnek olması gereken yapı çok yaralandı.

Teknik direktörlüğüm döneminde buna benzer hiçbir olay cezasız kalmaz. Kaybedilen kredi geri gelmedi. Bunu bir milat ve örnek olarak ele alıp yolumuza centilmence devam etmeliyiz. Toplumsal gerginliği azaltacak önlemlere ve oyunun saha içi tek yetkilisi hakemlere çok önemli görevler düşüyor. Bunu en iyi ifade eden düdüklerini kendi güçlerine ve kurallara uygun çalmalarını söylerken bizlerin çizgi dışı vazife ile önerilerimizi adil yapmalarını tavsiye ederim. Çizgiler önemli sınırlardır. O sınırları ihlâl edenlerin etkisini izleyen olarak dışarıda kalacaklarını umuyorum. Daha çok değil az konuşulan futbolun eksik kalan yanından bahsetmeyi tavsiye ederim.