Volkan Bayarslan...

Maçın başlamasıyla verdiğin frikiğe kurdurduğun baraj en az 15 metre... Aritmetik zayıflığından kuramadığın mesafe bir yana baraj içinde Gedson'la yaşadığın mesafesizlik ayrı bir maharet!!!!! Daha maçın bu ilk dakikalarında Beşiktaşlı topçuların içinde yarattığın güvensizlikle maçın kontrolünü Fenerli topçulara bıraktın... İrfan Can'ın defalarca Mertens gibi Torreira tarzı kendini yere atmalarına seyirci kaldın, en önemlisi göz yumdun! Szymanski'nin Muçi'nin formasını alıp evinde çerçeveletmek için verdiği çabayı görmezden geldin!!!!! Onu geçtim bir hediye sarısını bile çok gördün... Gedson'u defalarca tekmelediler ses çıkartmadın... Hele!!!!! Soldan yaptığımız faul atışında Fenerli oyuncunun topa elle müdahalesini, gözünün önünde yaşamana rağmen es geçtin... VAR uyardıktan sonra incelemeye geçildi Ve Necip'in ofsaytı bozmasıyla derin bir "ohh" çektin... Doğrusu neydi Sen penaltıyı çalarsın, VAR inceler Ofsaytsa devam edersin... Yapmadın... 2-1'ken Beşiktaş'ın atağını ofsayt atışı yapılsın diye kesmen de içler acısı halini orta yere serdi... En önemlisi de maçın istediğiniz şekilde bitmesiydi... Hepiniz murada erdiniz... Tebrikler...

İRFAN CAN KAHVECİ...

10 kişi kalmadan evvel de yapıyordu ya! 10 kişi kaldıktan sonra devamlı yapmaya başladı... Zaten amaçları Beşiktaş'ı sahada eksik bırakmaktı... Al Musrati'nin de İrfan Can'ın kendini yerden yere atmasına kahredip kendi rızasıyla oyundan çıkması gönüllerimizi fethetti!!!!! Ne o öyle İrfan Can Kahveci!! Hadi kendini bir kere attın eyvallah... İki... üç.. Beş.. Ya ayıp birader... Babasına anasına istediğini aldıramayınca kendini yerden yere atan bebeler gibi, Ne o öyle ya... Zaten 10 kişi kalmışız, 9 kişi kalan takıma galip gelince mutlu mu olacaksın!!! Aferin mi alcaksın abilerinden... Biz alışkınız 8-9 kişi kalmalara, 10 kişi yenmelere.... Eee Sonra o yarım saat 'Yandım bittim sakatlandım' diye tuttuğun ayağınla gol atıp hopladın zıpladın... Bu mudur topçuluk! Biliyorsun tabi, her yere yatman hakem tarafından karşılık buluyor... Ohhh! Ne güzel stanbul... Volkan denen hakemin bunlara göz yumması ayrı bir rezalet... F.Bahçe taraftarının da Mertens'e Torreira'ya Nelson'a laf edip, Kendi futbolcuları İrfan Can'ın aynı tiyatroları sergilemesine göz yummaları ayrı bir tartışma konusu... Hep diyorum derdiniz adalet değil Daha fazla kayrılmak...

NECİP UYSAL...

Beşiktaş altyapısından yetişmiş bu kardeşimiz 2009 dan beri Beşiktaş'ta bir fi il top oynamakta... Herhalde en az 10-11 hocayla çalışmıştır ve hepsinden de kabul görmüştür... Dönem federasyonlarının "En az üç tane oyuncu altyapı çıkışlı olacak takımlarda" talimatının en büyük ikramiyesnin piyango sahibidir... Doğrudur, dürüsttür, işini yapar kendine iyi bakar ve sakatlanmaz, Yedek kalmayı sorun etmez ve görev verildiğinde çıkar oynar... Ve her dönem belli sebeplerden eleştirilir... Bu eleştiri değil durum tespitidir. O yüzden bu yazdıklarım tartışmaya kapalıdır... Lakin şimdi yazacaklarımı tartışmaya açıyorum.... Şimdiye kadar Necip sebepli bütün eleştirileri, dönem yönetimlerine atfediniz... Necip'in kapasitesi ve potansiyeli belliyken üstüne alınan hiçbir futbolcuya (yeteneğini boşverin!!!) Aidiyet duygusu ve görev bilinci aşılanamazken gelen milyonlarca tepkiye kulaklar kapatılmıştır... Alınan topçuların verimsizliğinden, zoraki oynadığı mevkilerde çoğu zaman aksamış ve haliyle günah keçisi olmuştur... Necip'in bu yaşananları bilmememesi imkansız... Fener maçında yaptığı üç ölümcül hatayla Musrati'den sonra fi şi çeken ikinci topçu olmuştur... Kardeşimizdir, iyi kalplidir... Dostluk arkadaşlık yapar, hepsine eyvallah... Ama artık herkesin şapkasını önüne koyma zamanı gelmiştir... Beşiktaş'ın ivedilikle değişime ihtiyacı vardır... Öyle böyle değil ha, kökten...