Yemin Olsun!

Rivayet bu ya cahiliye döneminde Araplar, günlük işlerini bitirip (ikindi vakti) Kabe etrafında toplandıkları zaman dedikodu ve diğer kötü işlere dalar, bunun neticesinde ise aralarında kavga gürültü çıkarmış.

Bugün dahi işten arta kalan zamanlarda kahve köşelerinde, sağda solda benzer şekilde eğleşen insanlar arasında benzer manzaralar yaşanmıyor mudur

Genellikle ikindi vakti çıkan bu hır-gürü cahiliye devri Arapları (aslında kendilerinde olan insan kaynaklı kötülüğü) bu vaktin uğursuzluğuna yüklemişler.

İslamiyet zamanında ise Allah (cc) bu vakte yemin ederek (insanlara) yaratılan tüm zamanların şerefli olduğu hatırlatmıştır.

Kur'an-ı Kerim'de yeminle başlayan, içinde yemin olan pek çok ayet var.

Cenab-ı Allah'ın bizzat yüce ismi üzerine yemin ettiği de vakidir, peygamberlerine, meleklere, kıyamet gününe, gökyüzüne, güneşe, aya, geceye, zamana da...

"Asra yemin olsun ki, insan gerçekten ziyandadır. Ancak iman edip salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabretmeyi öğütleyenler müstesna." (Asr Suresi)

Tur'a (dağa) andolsun... Tan yerinin ağarmasına yemin olsun... Bürüyüp örttüğün geceye yemin olsun... Diye başlayan ayetler de var.

Biz insanlar, bir şeyin doğruluğunu kuvvetlendirmek, muhatabımızı ikna edebilmek, inandırıcı olmak için yemin ederiz.

Peki Allah (cc) neden yemin eder

Din alimlerine göre Allah'ın (c.c.) böyle bir şahit getirmeye, sözünün doğruluğunu ispatlamak için bir başka varlığa ihtiyacı yoktur. O'nun yemininden kasıt, yemin ettiği varlıkla ilgili olarak insanların yanlış düşüncelerini düzeltmek ve insanların dikkatini yeminden sonra gelen ifadenin önemine çekmektir.

Cenab-ı Allah Kur'an'ın verdiği haberlerin, kıyamet gününün, ahiret gününün, öldükten sonra dirilişin, hesabın, cennetin ve cehennemin hak olduğu konusunda, insanları ikna etmek ve bunlarda muhtemel şek ve şüpheyi ortadan kaldırmak gibi hikmetlerle, ayetlerini yeminli ifadelerle, biz insanların anlayacağı şekilde, kuvvetlendirmiştir.