Haftaya bugün...

Önce şu kesin sonucu yeniden anımsayalım:Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunun 100. yıldönümünde, bugüne dek gelmiş geçmiş en gerici, en karanlık, en yobaz, en ırkçı, en radikal İslamcı, Büyük Millet Meclisi'ne sahip olacak. Cumhuriyet devrim yasalarına ve ilkelerine, çağdaş evrensel değerlere düşman bir Meclis... Atatürk ve silah arkadaşlarına, Medeni Kanun'a, laikliğe, kadın erkek toplumsal eşitliğine kin ve nefret besleyen; bunlardan intikam almak için yanıp tutuşan bir Meclis... Yıllardır atılmakta olan karşıdevrim adımlarını hedefe ulaştırmaya azimli bir Meclis... HÜDA PAR ve YRP'siyle birlikte kadının değil adına, görüntüsüne bile tahammül edemeyen, fotoğraflarda üstünü örten, başını örtmediği için kadının yüzüne kezzap atmayı, düşüncesini beğenmediğinin domuz bağıyla öldürülmesini, ülkede her gün en az bir kadının erkekler tarafından öldürülmesini, öldürenlerin ceza almamasını içine sindirenlerin bulunduğu bir Meclis...Bekâr kadınların SAHİPLENDİRİLMESİ gerektiğine inananların bulunduğu bir Meclis. "Taliban'la düşünce farkımız yok" diyenlerin, IŞİD'i bağrına basanların, güle oynaya bunu itiraf edenlerin olduğu bir Meclis... Çocuk istismarını, çocuk tecavüzünü yadırgamayanların, bir defacıktan bir şey olmaz diyebilenlerin, küçücük kızları tecavüzcüsüyle evlendirmeyi savunanların bulunduğu bir Meclis...Dindar ve kindar bir kuşak yetiştirme çabası yetmedi... Eğitimi "Milli eğitim müfredatı değişecek, eğitim sistemi ahiret öncelikli nesiller yetiştirecek" diyen bir eğitim bakanına teslim etmeye, kız ve erkek çocukları birbirinden küçük yaştan ayırarak daha da sakat, hastalıklı kuşaklar yetiştirmeye yönelen bir Meclis... Şiddetten medet uman; kendi gibi düşünmeyene, kendine benzemeyene saldırmaya hazır bir Meclis... Bütün bunlar çok çok iyi bilinmeli. Bütün bunlar iyi bilinirse önümüzdeki pazar yapacağımız seçimin ne denli önemli olduğu ortaya çıkar. Yukarıdakilere geçit vermemek için tek çaremiz var. Muhalif adaya oy vermek! İşte bütün mesele bu! Öyleyse önümüzdeki hafta boyunca daha çok çalışıp herkesi oy vermeye sandık başına götürmeliyiz ve sandıklara sahip çıkmalıyız. Daha önce de sizlerle paylaşmıştım: PEN Yazarlar Derneği olarak önümüzdeki pazar yapacağımız seçim için "Karanlıkla aydınlık arasında bir seçim" demiştik. BU KARANLIK BİTSİNBu günlerde