Enes... Dilara... Onat... Nâzım... Öfke Ya da: Yıkmalı mı bu devleti

Bir ülkede insan yaşamının zerre kadar değeri yoksa; Devlet, korumakla mükellef olduğu çocukları koruyamıyorsa;Öğrenciler barınabilsin diye çağdaş yurtlar kuramıyorsa; Buna ayrılan parayı hükümet yandaş vakıflara, tarikatlara akıtıyorsa;Cemaatler incinmesin, oylar eksilmesin diye muhalefet buna göz yumuyorsa; İlkokul öncesinde beyinleri yıkamak; büyüdükçe baskı kurmak, ayrıştırmak, yaşama sevincini yok etmek, tecavüz ve tacizi sıradanlaştırmak, hayatları karartmak, umutları yok etmek, geleceği tarikat emrine vermek, BİAT KÜLTÜRÜNÜN, BİAT POLİTİKASININ olmazsa olmazıysa;Bütün bunlar yapılırken Türkiye Cumhuriyeti'nin anayasası çiğneniyor, anayasanın değişmez maddeleri diye bildiğimiz başta LAİKLİK İLKESİ olmak üzere tüm DEVRİM İLKELERİ yok sayılıyorsa... Hani dilim varmıyor demeye ama "Yıkın bu devleti" ya da son verin çocukların, gençlerin, insanlara kulluğuna! Kapansın bu fesat yuvaları! Bir ülkede insan yaşamının zerre kadar değeri yoksa; Kadınlar sudan bahanelerle öldürülebiliyor, öldüren cezasız kalıyor, "iyi halden" yırtıyorsa; bir üç beş değil her ay otuzun üzerinde kadın katlediliyorsa;Devlet bu kadın kıyımını sadece seyrediyorsa; Hükümet seyretmekle kalmayıp katliamı cesaretlendiriyor, karşıdevrim yasalarını uyguluyorsa; İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'nden çıkma cüretini gösteriyorsa;Muhalefet, bu anayasa karşıtlığı için yeri göğü oynatmıyorsa;Demeye dilim varmıyor ama "Yıkın bu devleti" ya da derhal İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden imzalayıp bir an önce uygulamaya koyun!Sevgili okurlar bakmayın "Yıkın bu devleti!" dememe. Elbet kimseye hiçbir şeyi yakıp yıkmasını önermiyorum! Ama kendinize "Yıkmalı mı bu devleti" diye sorabilirsiniz. Çünkü önünde ve sonunda biliyorsunuz, bütün bu yaşadıklarımız sizin seçiminiz. Sizin politik seçimleriniz! ULU IRMAK: SANAT 11 Ocak Onat Kutlar'ın 27. ölüm yıldönümüydü. Terör onu elimizden aldı. Sanki bu gerçeği unutuyor gibiyiz... 15 Ocak, Nâzım Hikmet'in 120. yaş günü, ülkemin birçok yerinde kutlanacak... Unutmayın onu da elimizden vakitsiz alan, devletin sistemiydi! Bütün haftayı Onat'la Nâzım arasında geçirirken, bir yandan da öfkemi biledim! Onlar yaşasalardı baharın isyancılığına yeni isyanlar katar; sanatın tarifini yeniden yaparlardı! Öfkem, ülkemdeki onlarca sanat kurumunun; yüzlerce binlerce sanatçının