'Benim kedilerim'

Meğer ne çok kedi tutkunu okurum varmış! Geçen pazar "Yaşasın Kedi Müzesi" başlıklı yazımda İstanbul'da açılacak bir kedi müzesinden söz ettim ve okur mektupları, kedi fotoğrafları, kedi tabloları, kedi karikatürleri, kedi şiirleri yağmaya başladı. Siz isteyin, kedi yazılarını tefrikaya dönüştürebilirim. Edebiyatta kedi deyip Bilge Karasu'nun "Göçmüş Kediler Bahçesi" ve "Ne Kitapsız, Ne kedisiz" eserleriyle başlayıp, Ferit Edgü'nün "Giden Bir Kedinin Ardından" kitabına dalıp Moşe adlı konuşan kediyi anabilirim... Ancak bugün yine çizgi dünyasına dalacağım ama önce tepkilerden bir demet:ESKİŞEHİR HAZIREn çok çeşitli kentlerden gelen "Biz de isteriz, biz de isteriz" diyen seslenişleri vardı. Ankara, Adana, İzmir, Mersin... derken birçok okur "Keşke her kentte bir kedi müzesi açılsa" diye temennide bulundu. Keşke! Kedi müzesi yetmez, köpek müzesi de isteriz! Bu arada ilk kedi müzesi düşüncesinin Eskişehir'de ortaya çıktığını bana seramik sanatçısı akademisyen Oya Uzuner anımsattı; usta sanatçı Berna Türemen'in başlattığı, sürdürdüğü çabaları anlattı. Kedi tutkunu 80 sanatçının eseri çoktan müzeye bağışlanmıştı. Arşivi karıştırırken Cumhuriyet gazetesinde (26 Mayıs 2021) şu haberi buldum: "Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, yaptığı açıklamada Türkiye'nin ilk kedi müzesini Eskişehir'de açacağını duyurdu." Haberde Berna Türemen'in 50 yıldır dünyanın çeşitli ülkelerinden topladığı kedili sanat eserlerinden söz ediliyordu. Haydi Sevgili Büyükerşen, açın artık şu müzeyi! Üç yıldır tüm hazırlıklar tamamlanmış. Siz Eskişehir'de, yoktan neler var ettiniz, Berna Türemen'in ve nice neferin çabası, emeği, gayreti, bir ordu gibi çalışmaları heba olmasın! Bekliyoruz Eskişehir kedi müzesini!EKŞİOĞLU SİHİRBAZYaz başından beri İstanbul yeni bir galeriye kavuştu. "Brieflyart". (Arapça isimlere olduğu kadar İngilizce isimlere de karşıyım, ama beni dinleyen yok!) Burada geçen hafta Nilgün Yüksel küratörlüğünde Gürbüz Doğan Ekşioğlu'nun "Karma" adlı sergisi açıldı. Kedilerin, kuşların, kitapların rol çaldığı ve sonsuzluğa ulaştığı sergiyi sakın kaçırmayın. Gürbüz Doğan'ı çok gençken, 70'li yıllarda Sanat Dergisi günlerinde tanıdım... Kendi de söyler Sevgili Mengü Ertel'le buluşmasına vesile olmuştuk. Bize nice birbirinden güzel kapaklar çizdi! O zamanki alçak gönüllü, yeryüzüne gülümseyerek bakan, hem sapına kadar yerli, yerel, hem evrensel değerleri içselleştiren, sevgi ve saygı dolu tutumu, tavrı, kişiliği ve sonsuz yaratıcılığı o gün bugün değişmedi. (Ekşioğlu ve kedisi)Sanat Dergisi'nin eşsiz yazarı Orhan Duru, onu şöyle tanımlardı:"Ekşioğlu antik ve estetik, üstelik nazik Kendi başına bir yeryüzü ustası İnsancıl ve masalsı Adı ekşi ama yapıtları tatlı Bir bakışta Yunus Emre'yi arattı Onun gibi şaşırtıyor Düşlere daldırıyor (...) Masal masal matitas Ekşioğlu sihirbaz." (Orhan Duru'nun bu enfes yazısının tümünü "Benim Kedilerim" kitabında bulabilirsiniz.) GÜLDÜREN DEĞİL DÜŞÜNDÜREN Gürbüz Doğan'ın kişiliğini, yaratıcılığını, ustalığını şurada birkaç satırda özetleyemem. Zaten benim okurlarım onu tanır. Ancak onun