'Aşk olsun sana çocuk'

Dün 6 Mayıs'tı... Toplumsal, tarihimizde önemli bir gün. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edildiği gün. Yıl 1972'ydi... (Dün 6 Mayıs'tı. Benim özel tarihimde de önemli bir gün. Canım sevgili ablamın doğduğu gün... Muhteşem gülüşlü, muhteşem endamlı biricik anneannem Züleyha Kartal'ın öldüğü gün... Ve 55 yıllık birliktelikten sonra Ahmet'imin sonsuzluğa gittiği gün... Başa dönüyorum.) Yıl 1972'ydi. Üç fidan, gençlik hareketinin üç lideri hayatın baharındaydı. Deniz ile Yusuf 25, Hüseyin 23 yaşındaydı... Adaletin olmadığı bir ortamdaydı. Salt kin ve intikam duygusuyla, sonsuz baskılar sonucunda verilmiş bir karardı. Halit Çelenk'in "İdam gecesi Anıları" kitabından öğrendik o gecenin ayrıntılarını. Doktor "Üzülmeyin, sandalye çekilip düşme meydana gelince boyun kırılır, beyinle bağlantı kesilir, acı duyulmaz" demişti... Ve boynu kırıldığı halde Deniz'in nabzı 50 dakika atmaya devam etmişti... Günlerdir kucağımda Ali Cabbar'ın "Aşk Olsun Çocuk" kitabıyla (Boyut Yayınları) dolanıp duruyorum. Ali Cabbar, yurtiçinde ve yurtdışında sayısız sergi açan, sergilere katılan bir görsel sanatçı. Kitabını bir fotoroman, politik fotoroman olarak yazmış, çizmiş, hazırlamış. Deniz Gezmiş'in kısa hayatını, (1947-1972) her yılı ayrı bir bölüm halinde ele alarak anlatıyor. Her bölümü tefrika halinde çevrimiçi yayımlamış, ilk kez kitap formatında. Görselleri işleyiş biçimi 1960'ların "pop" estetik ruhunu yansıtıyor. Kapak adeta Andy Warhol'a gönderme yapıyor... Kitap elbet ki adını Can Yücel'in "Mare Nostrum" (Bizim Deniz) adlı eşsiz şiirinden alıyor. Hatta kitabın ilk sayfalarını çevirirken, neden Can Yücel'e referans yok diye öfkelenmeye başlıyordum ki sonunda kocaman teşekkürü, Can Yücel'in muhteşem bakışları ve dizeleriyle karşılaştım: "Elbette Türkiye'de de en uzun koşuysa devrim O, onun en güzel yüz metresini koştu İlk o fırladı lüverden en sekmez mermisiynen En hızlısıydı hepimizin, ilk o göğüsledi ipi... Acıyorsam sana anam avradım olsun, Ama aşk