Ah Jesus ah!

Fenerbahçe maça coşkulu başladı. İlk yarıda daha fazla topla oynayan sarı-lacivertliler, Sevilla kalesine şut denemesinde bulunmadılar. Batshuayi'nin auta giden şutu dışında penaltıya kadar rakip savunmayı zorlayamadı Fenerbahçe. Ferdi'nin ortasında Alex Telles ceza sahasında topa adeta smaç yaptı, hakem Michael Oliver penaltıyı vermemekte ısrar etti. Yuh yani! VAR devreye girdi de 'Gel izle, burada penaltı var' dedi Oliver'e. Kazandığımız penaltıyı Valencia gole çevirdi. Golün ardından Valencia ile 2. golü de bulabilirdik ama değerlendiremedik. İspanya'daki maçın ilk yarısında daha çok gol pozisyonuna girmiştik. Sevilla, Fenerbahçe'nin oyununu bozmak, sert oynamak ve vakit geçirmekten başka bir şey yapmadı maç boyunca. 2-0'ın üzerine yatmaya çalıştılar. Fenerbahçe öne geçtikten sonra tribünlerdeki taraftarların da coşkusu görülmeye değerdi. Jorge Jesus'tan sürpriz bir kadro bekliyordum. Maçtan önce A Spor'daki yayınımda Arda Güler ve Oosterwolde'nin ilk 11'de çıkacağını söylemiştim. İsmail Yüksek, kimsenin aklının ucundan bile geçmiyordu. Oysa sezona ne kadar potansiyelli başlamıştı. Dün de iyi savaştı. Sevilla, üzerine biraz gidince bocalayan bir takım. Dün ilk yarıda bu kadar topla oynamışken, daha fazla şut atsaydık belki de maçı koparacaktık. Arda Güler, hep hücumu ve golü düşünen bir oyuncu. Helal olsun! Dün çok top çaldı, ayağındaki topu kaptırmadı, Sevilla defansına çok zorluk çıkardı. İkinci yarının hemen başında rakip kaleye bir füze gönderdi Arda! Bu şuta şapka çıkarılır şapka! Tam rakip kaleye akın akın geliyoruz; oyunu tek kaleye çevirmişiz, işte bu anlarda tribünlerden atılan bir çakmak, Sevilla'ya adeta ilaç gibi geldi. Sevilla kalecisi Dmitrovic, yaralanma bahanesiyle yerde 5 dakika yattı. Takımını dinlendirdi, oyunu soğuttu. İlk yarıda yapamadığımızı 60'tan sonra yapmaya