Dromokrasi, insan türünün sonunu getirebilir!

Yeni Şafak Yusuf Kaplan - Dromokrasi, insan türünün sonunu getirebilir!Ekrem İmamoğlu hakkında verilen ceza, Türkiye'nin gündemine oturdu haklı olarak. Verilen kararın tartışmalı olduğunu, İmamoğlu'nun önünü açmayı hedeflediğini düşünüyorum. Meselede çok bilinmeyenli yığınla soru var, o yüzden geçici gündemin dışına çıkarak kalıcı zihnî gündemimizle ilgili, kadının aşağılanma tarihi çerçevesinde birkaç cümle kurmak istiyorum.18. yüzyılda başlayan "kadın hakları" hareketi, kadınların daha çok sosyal ve siyasî hayata katılmalarını sağlama mücadelesi veriyordu. Kadınlar, zamanla, eğitim ve oy kullanma haklarına kavuştular.19. yüzyılın sonlarından itibaren bu hareket, kadınların ekonomik çalışma ve yaşama şartlarının iyileştirilmesi üzerinde odaklandı. Eşit siyasî haklar, eşit ücret ve fırsat eşitliği mücadelesi verdi.'68 olayları, kadın bedeni ve cinsiyeti üzerinde yoğunlaşan ikinci dalga feminizmi doğurdu. Kadının bedeni üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunmasını önceliyordu bu ikinci dalga. İkinci dalganın simgesi, doğum kontrol haplarıydı.KADIN HAREKETİNİN ÇOCUĞU: ER-DİŞİ!Postmodern kültürün ve duyarlıkların küreselleşmeye başlamasıyla birlikte belirginleşen üçüncü dalga kadın hareketi, tam anlamıyla zıvanadan çıktı: Hem erkek düşmanlığına, hem de cinsi sapmalarda tam anlamıyla patlama yaşanması olgusuna dönüştü.Şimdi, erkek ve kadın cinsinin yerini, -özellikle de Batı toplumlarında -üçüncü cins aldı: Er-dişi.Er-dişi'ye "laf anlatmak" deveye hendek atlatmaktan daha zor. Er-dişi dediğim kişi, aslında, insanın tür olarak ölümünün metaforu.Sonuçta, kadın hareketi, haklar hareketinden hazlar hareketine dönüştü."CİNSELLİK DİNİ" VE DROMOKRASİNİN GELİŞİYeni bir türedi din türedi: "Cinsellik" dini. Cinsellik dininin tanrısı beden, takıntısı ve tapıntısı ise hız ve haz peşinde koşturmak.Modernitenin haklar rejimi demokrasi, dijital uygarlık ve sanal gerçeklikle birlikte çoktan tarihe karıştı; hız ve hazlar rejimi dromokrasi, bütün dünyanın tek rejimi katına ulaştı."Cinsellik dini", çıplaklık kültüründen beslenen, bütün bir hayatı, kültürü, medyayı, müzik, film, reklam endüstrisini, genç kuşakların dünyalarını kuşatan, belirleyen, yönlendiren tek "din" artık: Her şeyin merkezinde hız ve haz var artık. "Her şey mübah" (anything goes) artık.Cinselliğin kontrolden çıkması, insanın cinsellik tarafından kontrol edilmesine, kolonize edilmesine ve güdülmesine yol açıyor.Daha da ürpertici nokta şu burada: Cinselliğin kutsanması, insanın hakikî kutsal fikrini yitirmesine, "cinsellik dini"nin yegâne varoluş biçimi ayartı ise insanın idrak yetilerini bitirmesine neden oluyor sadece.Cinselliğin putlaştırılması, son kertede, cinselliği de, cinsiyeti de bitirdi. Cinsellik, hak arayışından çıkıp salt haz arayışına dönüşünce, cinsiyet dengesi bozuldu; er-dişi olarak adlandırdığım türedi bir tür zuhûr etti.KADIN HAREKETİ NE İŞE YARIYORKadınların inanılmaz şekillerde aşağılandığı, itilip kakıldığı, her türlü şiddete maruz kaldığı apaşikâr bir gerçek.Ama kadın hareketinin, kadını sokağa sürmesi, erkeksileştirmesi, erkek gibi güç ve iktidar kavgasının eşiğine sürüklemesi, kadını sadece evinden uzaklaştırmakla kalmadı, kadınlığından da uzaklaştırdı.Kadın hareketinin kadın haklarını, kadının bedeni ve cinsel özgürlük üzerinden tanımlamaya ve aramaya kalkışması, kapitalist sistemin bütün mekanizmalarının (kültürün, medyanın, müziğin, film ve reklam endüstrisinin) kadının bedeni, teni ve cinselliği üzerinden kadının bedenini talan etmesine, paraya, güç aracına, haz tatmin nesnesine dönüştürdü.Yine kadın hareketinin kadın haklarını, kadın bedeni ve cinselliği üzerinden yürütmeye kalkışması, sadece kadının