Esas mesele Batı sokağındaki faşizm değildir

Nasıl özgürlükler ülkesinde dinimize diyanetimize ABD'nin karar mekanizmalarında yer almış insanlar tarafından küfrediliyor

Nasıl tehditler savruluyor

Nasıl katledilmiş bebekler için hala yetmez deniyor

'Irak'ta 500 bin bebek öldü lakin buna değdi' diyen Albright yetiştirmesinden daha ne beklersiniz

Dönelim esas bakmamız gereken noktaya.

Asıl üzerinde durmamız gereken, bu faşistin Mısırlı Müslüman satıcıyı kamerası ile kayda alırken Mısır'daki ailesinin tırnaklarını tehdit etmekle tehdit etmesinin altında yatan özgüven.

Yoksa Batı'nın her sokağında istemediğiniz kadar faşist var.

ABD denilen ülkede daha düne kadar toplu taşıma vasıtalarında siyah ile beyaz yan yana oturamıyordu.

Dün dediysem 1800'lü yıllar değil 1950'lerin ortalarına kadar.

İsterseniz kısaca da değinelim: Rosa Parks, Alabama Montgomery'de yaşayan ve terzilik yapan siyah bir kadındı. 1 Aralık 1955'te iş çıkışı otobüse bindi ve beyazlara yer verme kuralına uymadı.

1900 yılından itibaren uygulanan yasaya göre otobüslerin ilk sıraları beyazlara, son sıralar siyahlara ayrılmıştı. Arada kalanlarsa beyazların sıraları doluncaya kadar siyahların da oturabileceği koltuklardı.

Ayakta kalan beyaz olduğunda, şoför siyahlarla beyazların oturduğu koltukları birbirinden ayıran ayırım işaretini otobüsün arka tarafına doğru götürüyordu. Siyahlar arkada yer yoksa ayakta durmak, ayakta duracak yer yoksa da otobüsten inerek bir sonrakini beklemek zorundaydı.

Şimdi böylesi bir ülkeden demokrasi ve insan hakları vaazı mı dinleyeceğiz Allah aşkına!

NEDİR BU ÖZGÜVENİN KAYNAĞI

Başta ABD ve son iki yüzyıl içerisinde tüm Batı, endüstri devrimi ile başlayan süreçle birlikte dünyanın tüm geri kalanını sömürmek maksadıyla bir düzen oturttu. Bu düzen sayesinde Bretten Woods sistemi ile mali ve idari, NATO gibi yapılar ile askeri düzenekler kuruldu.

Bu düzeneklerin dışına kimsenin çıkması imkansız hale getirildi.

Her kim farklı davranmaya yeltendi ise başına gelmedik kalmadı.

Sadece darbeler değil sayısız ülkede sayısız yöntem devreye sokuldu, sokulmaya da devam ediyor.

Kaynakları zengin ülkeler ya da coğrafyada stratejik öneme haiz ülkeler hep diktatörler vasıtası ile zapt-ı raptedildi. En ideal yönetici profili Mahmud Abbas gibiler, Saddamlar, Kaddafiler, Esadlar ve krallar oldu. Bu diktatörler ile halkı sürekli bastırılırken o ülkelerin tüm kaynakları dışarıya sevk edildi.