Devesi çalınan bedevinin feryadı

Dünyanın gözü önünde ilk kez bir katliam yapılmıyor lakin bunu hayretler içerisinde izleyenleri görünce de benim hayretim artıyor. Tüm coğrafyamız özellikle de Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana yakılıyor, yıkılıyor ve tarumar ediliyor.

'Bu yüzyılda bu vahşet akıl alır gibi değil' diyerek hayret edenlere şunu hatırlatmak isterim ki dünya kurulduğundan bu yana geçen zaman dilimi içerisinde son yüzyıldaki kadar kan hiç dökülmedi.

Hatta dünya kurulduğundan bu yana harplerde ve çatışmalarda ölenlerin tamamının toplamı, son yüzyılda katledilenlerin sayısından daha fazla değil.

Sadece iki cihan harbinde medeni Avrupa'nın başlattığı savaşlarda yaklaşık 70 milyon insan hayatını kaybetti.

Bunların dışında Bosna iç savaşında 250 bin Boşnak Müslüman, Avrupa'nın göbeğinde katledildi.

Sadece Suriye'de 500 bin insan varil bombaları ile katledildi, 7 milyona yakını yerlerinden sürüldü.

Azerbaycan toprakları işgal edildi ve bu esnada on binlerce Azerbaycan vatandaşı katledildi, bir milyon Azerbaycan vatandaşı yerlerinden yurtlarından sürüldü.

Bu masumlar adına feryat eden tek bir Batılı siyasetçi göreniniz oldu mu

Irak işgalinin bilançosunu bilen yok.

Afganistan katledilmekten tükendi gitti.

Ruanda'da sadece üç ay içerisinde bir milyon insan palalar ile katledildi.

Ukrayna sahasında yaşamını yitirenlerin sayısı şimdiden 500 bini aştı.

Hal böyleyken hala Avrupa ve Batı'nın tüm dünyadaki insan hak ve hürriyetlerine büyük değer atfettiğini söyleyenlere iyi bakın. Baktığınızda da göreceksiniz ki bu kitle ya Batı hayranı mankurtlaşmış bir kesimdir ya da Batı'nın çanağını sıyırarak bu ülkede makam ve mevki sahibi olmuş bir zümredir.

Buradan insan hakları, savaş hukuku gibi temel değerler aslında yoktur anlamı çıksın istemem lakin bu kavramlar olması gerekendir ve Batı için sadece kendisine hak olan kavramlardır.

Bu vahşet ve katliam gözümüzün önünde yaşanıyor ve çifte standartların boyutunu evimizdeki ve elimizdeki renkli ekranlardan canlı canlı izliyoruz.

Bu çaresizliğimiz, dünyada bir düzenin olduğu, haklı olmanın ve meşru olmanın çok önemli olduğu gibi önemli ve temel kavramların erozyona uğramasına sebep oldu, olmaya da devam ediyor.

Bunu anlatan güzel bir mesel çölde devesi elinden çalınan bedevinin hikayesidir.