Hakem faktörü

Basel ev sahibi gelenekselliğinde, gücü ölçüsünde bir pozisyon almış. İlk maçta da böyleydi. Deplasmanda sergileyebileceği güce, reaksiyona göre pozisyon almışlar, ona göre oynamaya çalışmışlardı. Evlerindeki maçta biraz daha sürprizlere açık görüntü verdiler. Belki baskıyla, hücum oyunuyla değil ama sertlikle (Ve hakemin bu sertliğe gösterdiği manasız müsamaha ile) ev sahibi olduklarını hissettirdiler. Trabzonspor rakip kaleyi, tıpkı Basel gibi, gücü ölçüsünde zorladı. Penaltı kazandı, kaçırdı. Bir tarafta 40.000.000 'luk maaş bütçesiyle rakibi çözmeye çalışan Trabzonspor, bir tarafta 12.500.000'luk maaş bütçesiyle eski günlerini arayan Basel... İkinci yarı Peres-Hugo değişikliğiyle başladı. Trabzonspor Peres'in de dahil olduğu bir hücumda neyi eksik yaptığını 5 dakikada gördü. Topun çabuk döndüğü, daha direkt paslarla rakip kaleye aktığı bu oyun... Trabzonspor ne zaman doğru tercihlerle çabuk oynasa, rakip kim olursa olsun üretiyor. Takip eden pozisyonlarda yine Gomez ve Abdülkadir'in pasında Trezeguet ile bulunan pozisyonlar hep bu hızlı oyunun neticesi. Fakat böyle bir oyunda Siopis tercihi ne kadar doğruydu, bu tartışmaya açık... Çünkü bu çabuklukta geri kazanılan toplarla süreklilik ister oyun. Bu sürekliliği sağlamak