Yunan'a da sıra gelecek, ama şimdi olmaz

Tarihimizin kırılma noktası olacak 2023 seçimi yaklaşırken, "Dostlarımızla kazanacağız" diyenlerin paniklediği ortada Nasıl paniklemesinler ki! Son büyük kozları ekonomiydi; Recep Tayyip Erdoğan onu da ellerinden aldı. Biz söyleyince burun kıvırdıkları analizi Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) Baş Ekonomisti Robin Brooks yapmış İkinci çeyrekte 7,6'lık büyümemizi değerlendirirken diyor ki; "Türkiye'nin net ihracatı son iki yılda büyümeye katkı sağladı. Bu durum imalat ve turizm sektörlerinin ne kadar rekabetçi olduğunun önemli bir göstergesi. Türkiye ekonomisi muazzam bir patlama yapabilir." Columbia Üniversitesi profesörü, Nobel ödüllü Alman iktisatçı Joseph Stiglitz de Erdoğan'ın faiz indirimi ısrarındaki isabetli tutumunu şöyle teyit etti; -Faiz artırmak arz tarafındaki problemleri çözmüyor. Hatta daha da kötüleştirebilir. Faizlerin artırılması yatırımları zorlaştırıyor. -Standart faiz artışı öneren ekonomik modeller daha fazla enflasyona yol açabilir. -Faiz artışı problemlerin temeline inmiyor, durumu daha da kötüleştirme riski barındırıyor. Demek ki neymiş Erdoğan ne yaptığını biliyormuş. Zaten 2,5 yıl önce pandemi başlar başlamaz "Bu krizi fırsata çevireceğiz" dememiş miydi Pandeminin çok öncesinde şehir hastaneleri gibi devasa sağlık yatırımları yaparak ülkemizi çok büyük bir badireden nasıl en az hasarla çıkardıysa Şimdi yeni ekonomik modelin semeresini görüyoruz. Büyüme rakamları da doğru yolda ilerlediğimizin sağlaması Rusya-Ukrayna savaşı hedeflere ulaşmayı bir süre tehir ettiyse bile, bunun da yeni fırsatlar doğurduğu ortada. Bakın; Çin ekonomisi zorda, banka iflasları patladı. Avrupa'da fabrikalar kapanmaya başladı, enerji krizi şimdiden had safhaya ulaştı. Gelişmiş ülkelerdeki siyasi ve ekonomik sıkışmışlık dünyayı yeniden bir büyük savaş tehdidi ile yüzleştirirken, para 'güvenli liman' arayışında. Bir tarafta Ruslar, öbür tarafta Avrupalılar ve hatta Orta Doğu, Afrika sermayesinin merceği giderek Türkiye'ye odaklanmakta. Erdoğan'ın güçlü liderliği sayesinde dünyanın denge merkezine oturan Türkiye, parasına güvenli liman arayana da, üretimini doğru noktaya taşımak isteyene en az riskle fırsat sunmakta Faizi artırıp işsizliği patlatmak yerine, aksini yapıp üretimi patlatan Erdoğan, işte bu fırsattan sağladığı güçle 2023'e yaklaşırken vatandaşı rahatlatacak büyük hamleleri ardı ardına sıralamakta. Rakamlara dikkat! Sağlıkta 85 bin, eğitimde 20 bin yeni atama Son sürprizi sosyal konut projesinde sayıyı 500 bine çıkarmak oldu. Hem de beklentilerin çok altında bir bedel ve taksitlerle. Buna ayrıca 250 bin arsa ve 50 bin iş yerini de dâhil etti ki, tarihte örneği yok. Hatırlarsanız, geçtiğimiz mayıs "Orta direk nasıl ev sahibi olacak" başlıklı yazımızda, sadece asgari ücretlinin değil, orta hâlli maaşla geçinenlerin de TOKİ imkânlarından faydalandırılması gerektiğine dikkat çekmiştik. Sayın Cumhurbaşkanı aynı hassasiyeti gösterdi ve başvuru şartlarını İstanbul için 18 bin lira, diğer şehirler içinse 16 bin lira geliri olanlara kadar yükseltti. Böylece 3-5 milyon liraya çıkan konut rakamlarının taksitini ödeme ihtimali olmayan orta direk vatandaş da ilk defa TOKİ'ye başvuru şansı buldu. Şimdi vatandaşı rahatlatacak yeni yeni hamleler var sırada. Sözleşmelilerin kadroya alınması, Emeklilikte Yaşa Takılanlara (EYT) emeklilik hakkı verilmesi gibi Birileri diyor ya hani; "Ekonomideki büyümeden biz nasıl yararlanacağız" Böyle oluyor işte! Başa dönecek olursak Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi kritik 2023 virajından "güven ortamını bozmadan" sağ salim geçirmeyi planlarken, ekonomi programının sekteye uğramaması hayati önemde. Vatandaşa taahhütlerin yerine getirilmesi bu güven ortamına bağlı. Lakin, ülkemizi yıllardır terörle, darbelerle, siyasi ve ekonomik krizlerle istediği alana hapseden küresel güçler de bu istikrarı bozmaya odaklanmış durumda. Emin olsalar ki Erdoğan ekonomide başarılı olamayacak, bu sayede "dostlarıyla" siyasi yoldan 2023'te amaçlarına ulaşacaklar, belki rahat bırakacaklar. Fakat karşılarındaki kişi; Recep