Söz bitti!

Gazze...

Hayata ve insanlığa dair her ne varsa...

Hepsinin tükendiği yer.

Sergilenen vahşet bir yana, artık dünyanın ne 'insanlık namına' söyleyecek sözü, ne de konuşacak yüzü kaldı.

Ya Müslüman görünüp katillerle iş birliği yapanlar...

Farklı dinlerden Filistinli masumlar için ses veren vicdanlı kalabalıklardan utanırlar mı acaba!

Barbarları durdurmak, Gazze'den yükselen çığlığı duyurmak için kendi adımıza çok çabaladık ama nafile...

Ne feryatlar dindi, ne de vahşi İsrail'in sivillerin üzerine yağdırdığı bombalar...

Ve bizde de söz bitti!

Gazze hızla tükenirken, bir şey yapmalıydık... Daha etkili bir şey!

'Söz'den de öte...

Madem Gazze karanlığa gömülmüştü...

Madem artık söylenenlerin, büyük puntolarla yazılanların kıymeti yoktu.

Hiçbir şey demeden de karanlıktaki çığlığı haykırmalıydık dünyaya!

Dünkü Türkiye gazetesinin kapağını manşet atmadan sunduk okuyucumuza.

Han Yunus'ta vurulan bir binanın enkazından çıkarılan minicik yavrunun fotoğrafı...

Ve altında kısacık bir notla;

"Gazze'deki sivil katliamı bir ayını doldurdu.

Dünya soykırımı izlerken, Gazze'de ölüm artık sadece sayılardan ibaret...

Sayılabilenlerin en az 4 bin 237'si çocuk.

BM'ye göre her 10 dakikada bir çocuk öldürülüyor, bir millet topluca yok ediliyor.

Söz bitti... Artık atılan manşetlerin hiçbir anlamı kalmadı.

Madem dünya karanlığa gömüldü, bugün biz de karanlığa gömüldük.

Vahşetin gölgesinde sergilenen ikiyüzlülüğü, hiçbir işe yaramayan kınamaları, beyanatları, gösterileri okumak için sayfayı çevirin."

Sayfayı çevirenler, o fotoğrafın öyküsü ile beraber, her gün hazırladığımız kapak haberlerini, içeriye taşınmış sayfada okudu.

Daha çarpıcı, daha vurucu bir yayınla sesimizi daha geniş kitlelere ulaştırmaktı maksadımız...

Dün gün boyu aldığımız dönüşlerden çıkan sonuç, amacın epey hasıl olduğuydu.