O-laf yüzsüzlüğün itirafıdır

Olaf Scholz...

Almanya Başbakanı...

Hani şu bize karşı hep terör örgütlerinin, darbecilerin ve vesayetçilerin yanında durup, bir de utanmadan 'demokrasi, insan hakkı, ifade özgürlüğü' gibi süslü 'laf'larla karşımıza dikilen Almanya'nın!..

FETÖ'cü hainleri bağrına basıp, terör örgütü PKK'ya karşı kullanacağız diye bize silah satmayan Almanya'nın o janjanlı lafları, 5 bine yakın çocuğu kasıtlı olarak katleden Siyonist İsrail'in Gazze vahşetinde pul pul döküldü.

Tıpkı diğer Batılı devletlerde olduğu gibi.

Alman Şansölye, kasıtlı olarak haftalardır Gazzeli sivilleri bombalayan, haftalarca aç bırakıp, susuzluğa mahkûm eden İsrail yerine, insanlık dışı katliama karşı sesini yükselten Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef almış.

Olaf'a göre, Erdoğan'ın İsrail'e yönelik suçlamaları 'saçma'ymış, İsrail bir demokrasi ülkesiymiş, hatta insan haklarına ve uluslararası hukuka bağlı, bu doğrultuda hareket eden bir ülkeymiş(!)

Bu sebeple İsrail'e yöneltilen suçlamalar absürtmüş, bu konuda da hiçbir şüpheye yer yokmuş(!)

'O-laf'a ne denir şimdi!

İşte Batı'nın en net şekliyle insan hakları samimiyeti!

İnkârcılıkta, yalancılıkta, ahlaksızlıkta, ikiyüzlülükte son nokta.

Gerçekleri çarpıtmakta nereye kadar inebileceklerini Olaf Scholz'un ettiği laftan anlayabilir, bundan sonra da her ağızlarını açtıklarında yüzlerine çarpabiliriz böylece.

Biz de bu adamlardan bekliyoruz ki, yıllardır binlerce insanımızın hayatına kasteden terör örgütleriyle mücadelemizde bizi anlasın ve destek olsunlar!

İçimizdeki sömürge zihinliler zannediyor ki, bunların Türkiye karşıtlığında haklılık payı var(!)

"Dertleri dinimizle, milliyetimizle, bayrağımızla" dediğimizde alaya almaya kalkışan morfinliler, Batı'nın bugün Gazze'deki masumlara uygulanan vahşete karşı sergilediği ikiyüzlülüğe ne düşünüyor acaba

Hoş, satılmış zihinlerden merhamet beklenmezmiş, giderek bundan da emin olmaya başladık.

Dün Alman istihbaratından, vakıflarından aldıkları fonlarla terör örgütlerine arka çıkanlar...

Bunların kışkırtmasıyla çevrecilik taslayıp, kendi devletlerine etmediklerini bırakmayanlar...

Casusların körüklediği İslamofobiye kapılmakta hiçbir beis görmeyip, kendi ülkesinde Müslüman düşmanlığı yapanlar...

Şimdi Gazze'deki Haçlı-Siyonist katliamına suspus, Batılı efendileri ne işaret ederse orada durmaktalar!

Bir ayı geçti, Gazze'ye ateş yağıyor...

Yan yana dizilmiş cansız çocuk ve kadınların görüntüleri her gün içimizi dağlıyor.

Hastanelerde prematüre bebekler ölüyor, morfinsiz ameliyatlar yapılıyor.

Gazze'de ne insan hakkı kaldı, ne çevre, ne de herhangi bir başka canlı...

Sokaklardan toplanamayan cenazeleri hayvanlar parçalıyor, sahipsiz kalan on binlerce çocuğun akıbeti belirsiz, feryatlar göğü deliyor.