Bu vahşet burada kalmaz

Bir yanda öldürülen binlerce masum çocuk, kadın, yaşlı, hasta...

Öbür tarafta bu katliamdan aldığı hazla dans eden Siyonist katiller...

Ve bu katliamı suskunlukla destekleyen, hatta mutlulukla izleyen 'sözde medeni' Batılı ülkeler!

Sürpriz mi

Değil!

7 Ekim'de, daha 'paramotorlarla sınırı aşabilen(!) Hamas'lılar sivilleri katletti' tezgâhını görür görmez belliydi arkasından bunun geleceği.

İsrail Başbakanı'nın, 22 Eylül'de BM'de Filistinsiz harita göstermesinden anlaşılıyordu zaten olan biten.

Düşman görünüp, gizlice Siyonist emele hizmet eden ülkelerin desteğiyle hazırlandı katliamın altyapısı...

Gazze'ye yağan bombalar öyle bir dehşete dönüştü ki, kimse artık ilk kıvılcımı çakanları konuşamaz oldu.

İşin özüne bakarsanız; Suriye ve Irak'ta yıllardır İran'ın, Rusya destekli Esad'ın, ABD destekli PKK'nın, İngiliz aklının ürettiği DEAŞ'ın Suriye'de Müslüman masumlara yaptığını, şimdi daha şiddetli biçimde İsrail Gazzelilere yapıyor.

Halep'teki vahşet ve yıkımın bir benzerini şimdi Gazze'de görüyoruz.

Şaşılacak olan şey, Müslüman görünümlü haydutların yine Müslümanlara yaptığı zulüm...

Siyonist Yahudi'nin zaten inancı böyle.

Kendilerinden olmayanı insan olarak bile görmüyorlar.

Özellikle masonların hiç sevmediği merhum Kadir Mısıroğlu şöyle anlatmıştı o sapkın zihniyeti;

"Yahudi inancını tanımalı.

Bu inancın kendi hayatları ile başkalarının hayatları arasındaki farkı bilmeli.

Özet şu; kendilerini bütün insanlıkla kardeş kabul etmiyorlar.

Onlara göre, Hazreti Âdem efendimiz ile Havva annemizin münasebetinden 'goyim'ler (Yahudi olmayanlar) dünyaya geldi.

Onlar (hâşâ) Havva annemiz ile şeytanın münasebetinden Yahudilerin dünyaya geldiğine inanıyor.

İnançlarına göre; ilk Yahudi Habil'i öldüren Kabil'dir.

İnsanlık tarihinin ilk cinayetini işleyen, kardeşini öldüren Kabil'le iftihar ederler.

Şeytana ise 'nur-i ziya' derler.

Mason derneğinin Beyoğlu'nda bulunduğu sokağın adı Nur-i Ziya Sokağı'dır.

Çoğu kimse bunun şeytan olduğunu bilmez.

Hâlbuki bu Yahudilerce şeytan demektir.

Şeytanı ataları görürler.

Ataları gördükleri şeytan cin soyundandır.

Ateşten yaratılan şeytanı topraktan yaratılan Âdem'den (aleyhisselam) üstün görürler.

Bütün insanlığın kendilerine hizmet için yaratıldığına inanırlar.

Dünyadaki bütün mallar Yahudi için yaratılmıştır, dolayısıyla onun gasbetilmiş malıdır, nasıl alırsa alsın, çalınmış malını kurtarmış olarak görürler.

Çalma, öldürme onların kendi arasında günahtır, diğer insanlar için hak bilirler.

Ellerindeki bozuk Tevrat (İki nehri 'Fırat ile Nil arası' alacaksın, orada yaşayan yedi kavmi yok edeceksin 'Arz-ı Mevud'. Nefes alan veren hiçbir varlık bırakmayacaksın) diyor. Onların inancı bu emri veriyor.

Bahsettikleri hudut Kayseri'ye kadar dayanıyor.

Yahudi görünmez bir dünya devletidir.

Gördüğünüz bayraklar milletlerin, ancak güç Yahudilerindir.

Cihan hâkimiyeti kurmak için nüfusları yeterli değil. Bunun için Masonluğu kurmuşlar.

Milletlerin zayıf karakterli insanlarını mason yapıp menfaatlendirerek, kendilerine hizmetkâr yaparlar. İhanet edeni öldürürler.

Avrupa'da, Amerika'da gazetelere, borsalara, sendikalara, bankalara nasıl hâkimdirler, bilseniz aklınız durur.

Bu anlatılanları okuyan kişi ümitsizliğe düşer.

Oysa Yahudi'nin geleceği nedir

Hadis-i şerifte bildiriliyor ki; gün gelecek her taş, arkasına saklanan Yahudi'yi haber verecek. Sadece gargat ağacı müstesna. O yüzden hem inanmazlar, hem de her Yahudi evinin bahçesine bu ağacı diker.

Unutmayın ki, asıl hedefi biziz.

Ama dayağı da bizden yiyecekler..."

Bu izahat, Osmanlı'nın yıkılışıyla beraber bir daha huzur yüzü görmeyen Filistin'in yıllardır parça parça yutulmasının ve Filistinli kardeşlerimizin gördüğü zulmün özeti.

Biliyoruz ki, bugün Gazze'yi tamamen işgal etseler de durmayacaklar.

Sıranın kendisine gelmeyeceğini zanneden, ihanetlerle örülmüş İslam dünyası ise seyirci.

Hatta Suriye'de şahit olduğumuz şekliyle, âdeta İsrail'e alan açmak için çabalayan ve adında 'İslam' bulunan ülkeler var.