28 Şubatçılar ve İsrail benzerliği

İsrail'e 7 Ekim saldırısı Filistin'i yutmak için tezgâh mıydı

Bence öyle.

Adında "İslam" geçen ülkelerin parmağıyla hem de...

Nitekim İran "ödülünü" aldı; üç ülkede bloke edilmiş olan 23 milyar doları serbest bırakıldı!

Şahsî fikrim bu yönde.

Lakin asıl mevzumuz bu değil...

7 Ekim sonrası hem İsrail'in, hem Batı'nın, hem de bunlara zihnini esir etmiş mankurtların tavrı.

Türkiye'deki darbe girişimlerinde de çokça karşılaştığımız üzere, büyük müdahalelere zemin hazırlamak için önce bir bahane gerekir.

7 Ekim gibi...

-Ki, Hamas'a yıkılan sivil katliamının büyük kısmını İsrailli helikopter pilotlarının yaptığı ortaya çıktı, hatta bunu İsrail basını bile yazdı ama bu saatten sonra ne fayda!

Ba'de harab'ül Gazze...

Bahane üretildikten sonraki süreç ise daha iğrenç.

İslam düşmanlarının, Siyonistlerin amaçlarına ulaşmak için fırsat bulduklarında neler yapabileceklerini Gazze gösterdi hepimize.

Daha önce Irak'ta, Suriye'de, Yemen'de, Arakan'da, Doğu Türkistan'da, Balkanlar'da yaptıkları gibi.

Hedef Müslümanlar olduğunda sınır tanımayacaklarının son örneğidir Gazze.

Dahası, ortada en ağır insanlık vahşeti dururken, İslam düşmanlarının nasıl ikiyüzlülük gösterdiğine bir kere daha şahit olduk gözlerimizle.

İsrail'in çocuk-kadın demeden sergilediği vahşet, buna karşın İslam düşmanlarının kör-sağır tavrı ve hatta gerçekleri aksi yönde çarpıtma gayreti, Türkiye'de Gezi'den bu yana izlediğimiz filmin de izahı gibiydi.

Hatta daha geriye gidersek, bir asırdan fazladır yaşadıklarımızın özeti.

27 Mayıs'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta ülkemize ayar çeken elin de sahibini izah eder gibiydi Gazze'de gördüklerimiz.

Bir örnekle somutlaştırayım;

28 Şubat postmodern darbesini yapan paşalardan Çevik Bir'in "Türkiye'de nüfusun 5 milyonu olmasa ne olur" sözünü hatırlayın ve alın bunu Gazze örneğiyle Türkiye'ye uyarlayın.

Aynı paşaların tank modernizasyonunu İsrail'e yaptırtmak için dönemin hükûmetine yaptıkları baskıyı...

Darbenin mimarlarından Çevik Bir'in yıllar sonra Middle East Quarterly isimli ABD dergisine yazdığı "İstikrar için formül: Türkiye artı İsrail" başlıklı makalede hükûmeti İsrail'le ilişkiler için yıktıkları, itirafını...

Bugün artık şunu çok daha net görüyoruz ki, Türkiye'de din düşmanı azınlık, öylesine kendiliğinden gelişmiş bir yapı değil.

Bunların devlet içinde belirli yerlere getirilmeleri de asla tesadüfen olmamış.